• Forum vBulletin altyapısından Xenforo altyapısına geçirildi, bu sebeple eski şifreleriniz ile foruma giriş yapamayacaksınız, parolamı unuttum adımından mailiniz ile şifre sıfırlayarak giriş yapabilirsiniz.

    Üyeliklerinde geçerli bir mail adresi olmadığı için sıfırlama yapamayacak kullanıcılar forum kullanıcı adlarını ve yeni şifrelerini yazarak info@maxigame.org adresine şifre sıfırlamak istediklerine dair bir mail göndersinler şifrelerini sıfırlayıp mail adreslerini güncelleyeceğiz. Şifreniz sıfırlandıktan sonra foruma giriş yapıp tekrar istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz.

Final Fantasy II Tanıtımı

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan IMLEGEND
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

IMLEGEND

Aileden
Aktiflik
K.Tarihi
23 Nis 2009
Mesajlar
9,353
Puanı
152
Konum
Damn Of Hell
İlk Final Fantasy, 1987’nin sonunda piyasaya çıkmış ve büyük yankı uyandırmıştı (Oyunun içinde “Huzur içinde yat Link” yazdıracak kadar!). Neyse ki büyük, başarılı yapımların devam oyunlarının yapılması alışkanlığı her devirde var da Square, çoğu RPG oyuncusunun beklentilerine cevap verebilecek yegane oyun olan Final Fantasy 2’yi 1988 yılında piyasaya sundu.

Güç tutkusuyla yanan Palamecia imparatoru, başa çıkılamaz büyüleriyle dünyayı tehdit etmektedir. Karşısına çıkanların üzerine kara şövalyelerini salan İmparator’un gücü o kadar muazzamdır ki kasabaları ve şehirleri aleve boğması için yerinden kıpırdamasına bile gerek yoktur.

Kahramanlarımız Firio, Maria, Gus ve Leon da İmparator’un hedeflerinden biri olan Fynn’de yaşamaktadır. Günün birinde İmparator onların şehirlerine de saldırdığında kaçmaktan başka çareleri kalmaz. Ve sonunda İmparator’a karşı savaşıp barışı dünyaya geri getirmek için yola çıkmaya karar verirler.

Final Fantasy 2 ilk oyundan ve sonra gelen serinin diğer bazı oyunlarından farklı olarak birkaç öğeyle geliyor. Öncelikle serinin bu devam oyunu kendi isimlerine ve kişiliklerine sahip karakterlerle hikâyesinde ilk oyuna göre daha fazla derinlikle karşımıza çıkıyor. Ayrıca serinin diğer birkaç oyunundan farklı olarak oyun “Kristal” teması içermiyor.

En güzel kısmı da karakterlerimizin dünyayı kurtarmak gibi uç noktada gayeleri olan “Seçilmiş, Işık, Aydınlık, vb. Savaşçılar” değil sevdiklerini kaybetmiş ve artık uğruna yaşayacakları bir amaç arayan – ki bu amaç da başta gizli sonra da açık açık asilere yardım edip barışı geri getirmek – daha “gerçek” karakterler olmaları… İsminin içinde “Fantezi” kelimesi geçen bir oyunda gerçekçilik aramazsınız ama belki bu gerçekçiliği seversiniz.

Bir de oyunu teknik özellikleri bakımından ele alalım. Oyun şimdiye kadar tıpkı Final Fantasy 1 gibi farklı platformlar altında piyasaya çıktığı gibi çıktığı her platformda da farklı grafiklerle gözüktü. Nes versiyonundan başlarsak bu versiyonda grafiklerin -konsolun gücü dolayısıyla da- hoş olmaktan öteye geçemediğini görürüz. Grafikler gayet anlaşılır, karakter animasyonları da dahil her şey zamanına göre iyi gözüküyor. Zaten Final Fantasy serisinin her oyunu çıktığı konsolun grafik özelliklerini sonuna kadar kullanmıştır.

Oyunun çıktığı PSOne ve GBA platformlarında ise durum daha parlak. Grafikleriyle, animasyonlarıyla, yeni eklenen güzel grafikli oyun içi ara videolarıyla oyunumuz bu platformların en güzel grafikli 2 boyutlu RPG oyunlarından biri oluyor.

Sesler konusunda Nes’te düşük kalitede, diğer platformlarda daha gelişmiş ses efektleri görüyoruz. Nobuo Uematsu Usta’nın harika melodileri savaşlarda, dünya haritasında, kalelerde ve zindanlarda bizi hiç yalnız bırakmıyor.

Oynanışta da hem devam oyunu olarak hem de serinin diğer oyunlarından farklı olarak yeni sistemler kullanılıyor. “Hafıza Sistemi”, tecrübe, yetenek sistemi bu yeniliklerden…

Oyunu hakkıyla övdükten sonra sıra eleştirilere geldi.

İlk olarak Nes’teki Final Fantasy’lerde görülen bir problem var ki oyunun sonlarına doğru bizi soğutabilir. Buradaki sorun sonlara doğru hikaye anlatımının durması ve oyunun bizi ardı arkası kesilmeyen savaşlarla boğması. Ayrıca oyunun bizi “seviye kaldırmak” dediğimiz eyleme sevk etmesi de rahatsız edici. Tabii bu kişisel bir görüş. Birçok oyuncu oyundaki karakterlerini aşırı geliştirip düşmanlarını ezmeyi sever. Ama bu durum Final Fantasy 2’de daha fazla zorlama olmuş gibi geliyor.

Küçük bir ayrıntı, hatta oyunu bitirdikten sonra aklınızda kalmaz bile, ama oyunun sonunda savaşların yoğunlaştığı kısımda, bir süre sonra o savaş müziğini duymaya dayanamıyorsunuz.

Hikâye adına bize pek fazla bir şey sunulmadığını da söylemeden edemeyeceğim. Oyunun geçtiği dünyanın tarihinin bile oyun içinde yedirilerek değil de tek bir evin kütüphanesinden anlatılması kötü bir fikir. Özellikle de bilge Mindu yanımızdayken…

Bütün bu artılar ve eksileriyle beraber Final Fantasy 2 serinin gelişmiş üyelerini oynamış ve kökenlerini merak edenler için oynanmaya değer bir oyun. Özellikle diğer versiyonlara oranla daha iyi oynanışıyla, çok iyi grafikleriyle biz GBA’deki Dawn of Souls versiyonunu tavsiye ediyoruz.
 
Geri
Üst