• Forum vBulletin altyapısından Xenforo altyapısına geçirildi, bu sebeple eski şifreleriniz ile foruma giriş yapamayacaksınız, parolamı unuttum adımından mailiniz ile şifre sıfırlayarak giriş yapabilirsiniz.

    Üyeliklerinde geçerli bir mail adresi olmadığı için sıfırlama yapamayacak kullanıcılar forum kullanıcı adlarını ve yeni şifrelerini yazarak info@maxigame.org adresine şifre sıfırlamak istediklerine dair bir mail göndersinler şifrelerini sıfırlayıp mail adreslerini güncelleyeceğiz. Şifreniz sıfırlandıktan sonra foruma giriş yapıp tekrar istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz.

Guild Wars 2 Charr'nın Hikayesi (Charr Lejyonları)

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan IMLEGEND
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

IMLEGEND

Aileden
Aktiflik
K.Tarihi
23 Nis 2009
Mesajlar
9,353
Puanı
152
Konum
Damn Of Hell
maxigamebanner1.png

maxayrac3.jpg
bc6ss.jpg

Mouvelian takvimine göre 1090 yılında Ascalon’un son insan lideri Kral Adelberg Foefire’ı açığa çıkardı. Bu bölgede yaşayan insanlar korkunç bir büyüye teslim oldular ve hayaletler olarak doğdular. 1112 yılında Charr Yüksek Lejyonları Ascalon’un tamamını ele geçirdi. Sadece dört yıl sonra Kan Lejyonu’ndan (Blood Legion) Kalla Scorchrazor, Demir Lejyonu’nun (Iron Legion) imparatoru Forge Ironstrike’ı halkını şamanların elinden kurtarması için birlikte hareket etmeye davet etti. Kalla ve Forge, Ateş Lejyonu’nun acımasız, gaddar kurallarını yıkmak için isyanı beraber yürüttüler. Kan, Kül ve Demir Lejyonları akabinde charr ulusunu eskinin kalıntıları üzerinde tekrar birleştirdiler.

NOT: Tam burada Kalla Scorchrazor hakkında bir parantez açmamız lazım... 1079-1116 yılları arasında yaşamış kadın bir charr kahramanıdır. Ateş Lejyonu’na (Fire Legion) karşı düzenlenen ayaklanmada rolü büyüktür ve düşmanlığı büyük babası Pyre Fierceshot’a dayanmaktadır. Büyükbabası güçlü bir şaman olan Hierophant Burntsoul’a yenilmiştir. Akabinde kadın charrların savaşlarda yer almaları yasaklanmış ancak onlar nesillerdir gizlice savaş eğitimleri almışlardır. İsyan sırasında Kalla, kadınlarında savaşta erkeklerde savaşmasını istemiş, ancak birçok erkek buna karşı çıkmıştır. Bunun üzerine Kalla, Demir Lejyonu İmparator’una meydan okumuş ve teke tek mücadeleyi kazanmış ve Kan Lejyonu’nun imparatoru olan babasınında desteğiyle kadın charrların haklarını geri almayı başarmıştır. Golghein Düzlükleri’nde Ateş Lejyonu ile diğer lejyonlardan kadınların oluşturduğu birlik karşı karşıya gelmiş, sayıca çok üstün olan Ateş Lejyonu’na teslim olan Kalla, Ateş Lejyonu imparatoru tarafından zehirli bir bıçakla öldürülmüştür. Ölürken son sözü ise ; “En azından, kız kardeşlerimin özgür olduklarını bilerek ölüyorum” olmuştur.

Loredan...

“Sen bir ödleksin.”

“Sen bir aptalsın.”

Bıçaklar kınlarından keskin bir öfke sesiyle çıktı ve kanı yerden uzak tutan tek şey Demir Lejyonu komutanının pençeleriydi.

“Durun! İkinizde!” komutan gürledi.
Siyah gözleri, asi süvarilerini delik geçiyordu ve iki asker yavaşça bıçaklarını indirdi. “Organize etmem gereken altı birlik var ve zamanımı size bakıcılık yaparak boşa harcayamam. Tırnaklarınız yerlerinde kalsın! Beş yıldır böyle kavga ediyorsunuz. Ya birbirinizi hemen öldürün, ya da benim zamanımı boşa harcamayın.

Lejyoner Via Splitvein yumruğunu sıktı. Sadakatini zar zor kontrol ederek mırıldandı. “Güzel. Eğer bu ağlak, ağzı süt kokan iradesiz tekrar bana ne yapacağımı söylemeye kalkarsa...”

“Eğer söylemeseydim, tuzağa düşecektin, ardından tam tepene binecekti.” Kül Lejyonu’ndan kısa erkek charr pençeleriyle beyaz saplı bıçağının kabzasını sardı. “Sen ve senin Kan Lejyonu birliğin lekelenmiş yaratıklara dönüşeceklerdi” dedi alaycı bir şekilde. “Kaldı ki, bir ejderha tarafından yozlaştırılmak seni gerçekten tatmin edebilirdi, Via.”

Via tekrar saldırmak istedi, ama komutan hala yolunun üzerinde duruyordu. “Münasebetsiz, Feros!”

Komutan ikisinide geriye itti. “Geri çekilin!” siyah giymiş izcinin göğsünü kalın parmağıyla dürterek, “Senin görevin, Kül süprüntüsü, bu birliğe Foulblain Düzlükleri’nden Kinar Kalesi’ne kadar eşlik etmek. Eğer yapamıyorsan, bana yapabilen birini getir!”

Feros Benighted sessizce homurdandı ve silahını bıraktı. “İyi. Söz veriyorum, Onları Leke’nin içinden geçireceğim –bu akıl hastası ardımı kollarken.”

“Güzel.” Via seslendi. “Yolu göster. Sonra önümden çekil.”

bc6tp.jpg


Lejyonların Dönüşü

Charr’ın Ascolun’u ele geçirmesinden sonra bile üstesinden gelinmesi gereken birçok zorluk mevcuttu. Eskinin üç lejyonu (Blood, Ash ve Iron) kendi düzen ve hiyerarşilerini kurmak için mücadele ediyordu. Ateş Lejyonu’nun rejimine bağlı kalmayı tercih eden birçok lider suikastlerle öldürüldü veya savaşlarda yok edildi. Aralarından yeni sesler yükseliyordu ve charr parçalara ayrılmış bir ırktı. Emir komuta zincirinde birlikleri güçlü olana iltihak edilmesi (uyulması), bu çalkantılı dönemde charr’ın ayakta kalmasını sağladı. Ve bir ironidir ki charr’ın aslında kaybetmiş sayılamayacağı Adelbern’in son laneti ayakta kalmalarını sağlayan bütünleyici bir rol oynamıştır.
Ateş Lejyonu bozguna uğratıldığında, şamanlar ve takipçileri yaralarını sarmak için Blazeridge Dağlarına çekildiler. Kaçmak zorundaydılar, çünkü diğer üç lejyon Ateş Lejyonu’nun nesiller süren kontrolünden sonra kendi yönetimlerini kurma konusunda oldukça kararlıydılar. Fakat, Demir, Kül ve Kan Lejyonları yeniden yapılandığında, bu üç lejyonun birbirine saldırıp, zayıflıklarından yararlanarak, kendilerini yoketmemeleri imkansız gibi görünüyordu.

Olacak şey tam olarak buydu, eğer Ascalon’un hayaletleri olmasaydı.

Adelbern’in laneti Ascalon’daki insanların üzerine yayıldı. İnsanların fiziksel formlarını yok ederek, onları lanetleyip başıboş dolaşan sonsuza kadar charr ile savaşacak ruhlara çevirdi. Düşmanın amansızlığı ve asla tam olarak yok edilememesi nedeniyle, eğer hayatta kalmak istiyorlarsa charr Yüksek Lejyonları birlikte çalışmak zorundaydılar. Beraber olmaktan nefret etmelerine rağmen, kendilerini ve Ascalon’u koruma gerekliliği onlara kendi kimliklerini kaybetmeden nasıl birlikte çalışılacağını öğretti.
Günümüzde, Demir, Kül ve Kan lejyonları zayıf bir ittifak olarak hareket ediyorlar. Smodur the Unflinching Black Citadel’deki (Kara Hisar) kalesinden Demir Lejyonu’nu yönetiyor. Doğuda, Blazeridge Dağları’nın öteki tarafında, İmparator Bangar Ruinbringer Kan Lejyonu’nun topraklarını kontrol ediyor. Genç kadın bir charr olan Malice Swordshadow ise Kül Lejyonu’nun imparatoru olarak hükmediyor. Üç lejyon atışmalarına ve bazen didişmelerine rağmen, anlaşma sağladıkları genel durumu muhafaza etmeye odaklı yönetiliyorlar. Her lejyon bağımsız ancak, her üçüde Ascalon’u korumak ve insan tehditini yoketmek üzere birliklerini gönderiyorlar. Smodur çok iyi biliyorki Malice’in orduları sadece yardım için gelmiyorlar, ayrıca imparatorları için ajanlık yapıyorlar; buna rağmen iki lider birbirlerine saygı duyuyorlar. Bangar ise, başkalarına güvenmeyen ve hiddete meyilli yapısıyla gerçek bir kapalı kutu. Yine de, insanlara duyduğu nefret, diğer imparatorlara olan şüphelerini bastırıyor ve fazla sayıdaki birliğini Black Citadel’in komutası altına vermesini sağlıyor.



Loredan...

Bir fırtına yükseldi. Şimşekler lekelenmiş düzlükteki sürünen, kristalden nesneleri aydınlatarak heryerde parlıyordu. Yalnız bir charr birliği yer değiştiren kumların öbür tarafına yürüyordu, botların bastığı yer oldukça güvenilmezdi ve haritası sürekli değişiyordu.

Fros durdu, sessiz ol işareti için bir yumruğunu yukarıya kaldırdı. Kan Lejyonu birliği aniden olduğu yerde durdu. Via, belli belirsiz bir tehlike işareti dışında bir şey yakalamadığı havayı kokladı. Bir süre sonra izci onlara doğru sinsice sokuldu, fısıldamak için parçalanmış kayaların üzerinden sürünerek, “Düşmanlar tam önümüzde, sorun olacak gibi görünüyor.” Kumun üzerine hızlıca yerlerini, mesafeyi ve sayılarını gösteren bir harita çizdi. “Çoktan kokumuzu aldılar.”

“O halde öldürme zamanı.” Via’nın gözleri kısıldı. Arkasındaki birliğine, çocukluk arkadaşlarına göz gezdirdi. Yüzleri gergin ve soğuktu. Tehlikenin farkındaydılar. Önlerindeki düz arazi katıydı. Dümdüz. Mücadele için mükemmel bir yer olabilirdi. “Saldırıya hazırlan. İki kişi arkada, gerisi benimle birlikte. İşaretimle...”

Dört iri yaratık tepenin zirvesinde göründü. Çok korkunçlardı, Leke’nin gücüyle dönüşmüşlerdi. Kötü biçimli kafaları ve büyük, tırmalanmış pençelerine bakılırsa, yaratıklar bir zamanlar ayı veya dağ kedisi olmalıydılar. Şimdi ise bir ejderhanın ölümcül nefreti ile doldurulmuş, yozlaşmış postlardan öte bir şey değildiler. Dörtlü, baş edebileceklerinin çok ötesindeydi. Via, birliğinin bir tanesini bile yenebileceğinden emin değildi.

Via, Feros’un eli koluna dokunana kadar bir adım geri gittiğini fark etmemişti, yavaşça dengesini sağladı.

“İyi misin?” Feros sordu. Sesi alçaktı ve Via’nın kulakları zarzor ne dediğini yakaladı.
Konuştuğunu farketmeden önce titreyen kelimelerle fısıldadı. “Onlar... büyükler.” Katılaştı, Feros’un derisinde sıcak kömür bastırılmış gibi hissettiren ellerinden kolunu çekti. Kılıcına uzandı. “Korkak olma Feros. Onları alaşağı edebiliriz.”

Feros güldü –hırlamadan pek farkı olmayan bir şekilde. “Bahse girerim deneyeceğiz.”​

bc6v5.jpg

Hisarın Sahibi

Smodur the Unflinching olarak bilinen Demir Lejyonu’nun imparatoru sayısız savaş tecrübesiyle haşin eski bir askerdir. Smodur irikıyım, yaşına göre fazlaca kaslıdır ve bir askerin yaşamına dair izler taşır. Astlarına belli belirsiz öfkeyle bakmak için kullandığı tek gözü kalmıştır ve maviye çalan zırhı sayılamayacak kadar çok tamir edilmiştir.
Smodur mükemmel bir mühendis ve harika bir mimar ve tasarımcıdır. Yıllar boyunca, Demir Lejyonu’nun gücünü artıran birçok gelişmeden sorumludur. İmparator, kendi lejyonunun Charr’ın en ileri görüşlü lejyonu olduğunu düşünür. Smodur’un alışılmadık derecede ileri düşünceli doğasına rağmen, diğer ırkların Kara Hisar’da bulunmalarına sadece charr için değerlerini ispat ettikleri sürece izin verilmektedir. Smodur, Ebonhawke kalesinin savunması için insanlarla bir anlaşmayı devam ettiriyor –uzun bir süre Demir Lejyonu’nun başına bela olan bir yer.

Kralkatorrik’in uyanmasıyla ejderhanın köleleri Ebonhawke Kalesi'ne saldırmış; Logan, kalenin mahzenlerinde esir tutulan charr askerlerini serbest bırakmış ve birlikte Ebonhawke’ı ve o anda Ebonhawke'de olan Kraliçe Jennah'ı savunmuşlardır. Ortak düşmana karşı gerçekleşen bu savunma barışın temelini atmıştır.


Barış şartı olarak, charr insanların Forefire’dan itibaren kayıp olan eski bir silahı –Claw of the Khan-Ur geri getirmelerini istemiştir.Bazıları Smodur’un efsane silahın getirilmesini isteme nedeninin otoritesini desteklemek ve kendisini charr ırkının kural koyucusu olarak ilan etmek olduğunu söyler. Diğer dedikodular ise geleneklere uymayan imparatorun Claw’ı eriterek Khan-Ur’un mirasını halkının ilerlemeye devam etmesi ve asla geriye bakmaması umuduyla yokedeceğini işaret eder.



Loredan...

“Ayağa kalk, asker!” Via birliğinden kalan son kişiye bağırdı. Lekelenmiş yaratığın büyük pençesini kalkanıyla yakaladı ve bir kılıç darbesiyle karşılık vermeyi denedi. Düşmüş yoldaşlarının donuk bakış hikâyeyi anlatıyordu. Çocukluğundan beri yanında savaşmış okuldan (Fahrar) kız ve erkek kardeşleri ölmüşlerdi.

Spoiler (Görmek İçin Tıklayınız)


Üç yaratığın ölmesine ve birini tek başına Via’nın yoketmesine rağmen sonuncunun saldırılarını durduramıyordu. Vücudu sızlıyor ve her atakla beraber elindeki silahı daha ağır geliyordu.

Via’nın kalkanı parçalandı, demir parçaları ve odun kıymıkları yağıyordu. Geriye doğru sendeledi ve kılıcını şiddetle salladı, görüşünü yerine gelerek düşmanını uzak tutmak istiyordu. Bir yan sallama, iki –ama silahı hiçbir şeye saplanmadı. Via korkuyla gözlerini açtığı anda Leke’nin yaratığının sendelediğini ve devrildiğini gördü. Beyaz saplı bir bıçak kristalden kalbini delmişti. (Kralkatorrik’in değiştirdiği yaratıklar kristalden yapılmış bir hale dönüşüyorlar.)

Feros onunla yaratığın arasında duruyordu, vücudu omuzdan kuyruğuna kadar pençelenmişti. Dizlerinin üzerine çökerken söylendi. “Aptal.”

Kendi yaralarını umursamadan, Via onun yanına gitti ve pelerininden bir şerit kopartarak yarasını sardı. Sinirlenmiş izci onun ellerini güçsüzce itti. “Ölmeme izin ver. Git, Kan kokusu diğerlerini buraya çekmeden...”

“Korkak.” Via söylendi, sıkıca düğüm atarken. “Mücadeleden vaz mı geçeceksin?”

“Kötü yaralandım, Via.”

“Daha iyi olacaksın,” diyerek yalan söyledi.

Feros derin bir nefes aldı. “İyi. Ama buradan çıkmalıyız. Eğer beni taşırsan yolu gösterebilirim.”

“Hayır.” Elleri bandajın düğümleri üzerinde durdu. “Eğer hareket edersen, kanama başlar. Ben gideceğim. Senin için birilerini getireceğim. Bir gün içinde.”

Kül Lejyonu askeri hiddetle söylendi. “Tek başına gidersen başaramazsın. Üçümüz birden ölürüz. Bu tek yol.” Feros şiddetli ağrıyla gözlerini kapadı. Tekrar açtığında hırıltısı geri döndü. “Sana söz veriyorum, seni buradan çıkartacağım Kan beyinli aptal. Yapacağım.”

Via’nın karar vermesi bir nefes süresi kadar sürdü. Kül Lejyonu askerini yerden kaldırdı ve sırtına aldı. Feros kollarını boynuna doladı. Daha fazla tartışmadan, kuzeye Kinar’a doğru yöneldiler.​
Komuta Zinciri

Charr ulusunun gerçek lideri Khan-Ur, en büyük imparator olarak görülür. Rütbesi diğer dört lejyonun imparatorundan üstündür ve charr ulusunun tüm ordularını kontrol eder. Son bilinen Khan-Ur insanların Tyria’ya ayak basmasıyla suikaste uğramış ve charr ulusu Ascalon’dan sürülmüştür. Birkaç charr ünvanı sürdürmeyi denemiş, ancak hiçbiri gerçekten charr lejyonlarını tek bir taht çevresinde birleştirememiştir. Khan-Ur’un yokluğuyla, her dört lejyon kendi hâkimiyet alanı içerisinde en üstün kişi olan farklı imparatorlar tarafından yönetilmektedir.

Her imparatorun altında birinci komutanlar, Tribune’lerdir. (Tribune, aslen Eski Roma’dan gelir, yüksek rütbeli subaylara denilir.) Bir lejyonda çok nadiren ondan fazla Tribune bulunur ve bu makam tüm savaş alanını veya kontrol edilen büyük bir bölgeden sorumludur. Tribunelerin altında ise Centurion’lar yer alır. Her Centurion belirli bir sayıda birlik (warband) yönetir ve bağlı olduğu Tribune’in bölgesi içerisindeki hareketlerini yönetir. Birden fazla Centurion’un yönetimindeki bölgelerde, Baş Centurion atanır –genellikle en kıdemlisi. Baş Centurion 3-5birlikten oluşan saldırı gücünü yönetir. Bu miktar Tribune’in bölgesindeki asker sayısından azdır ancak, hatırı sayılır bir miktardır.
Her birliğin (warband) kendi lejyonerleri vardır. Lejyoner birliğin kalbi niteliğindedir. Her biri görevlerde kendi birliklerini (genellikle 5-15 charr’dan oluşur) yönetir, rehberlik eder ve takıma özgün bir idare sağlarlar. Komutaları altındakiler ise her lejyonun askerleridir.

Ayrıca, Yüksek Lejyonlarda doğrudan emir komuta zincirine dâhil olmayan rütbelerde vardır. Brevet, acil durumlarda kullanılan bir rütbedir. Quaestor ise, genellikle arazi için uygun olmayan ancak deneyimiyle ve bilgisiyle rehberliği değerli olan eski askerlere verilen bir nevi levazım subaylarının unvanıdır. Scrapper ise resmi rütbesi ne olursa olsun, cezalandırma göreviyle birlikler için kapsayıcı bir rütbedir.
“Primus” fahrarlardaki (okul) yetişkin eğitmenlerin rütbesidir. Yavrular doğduğunda, onları lejyonlarının fahrarlarında eğitmek ve birlikleri için bir askere dönüştürmek üzere ailelerinden alırlar. Primus verdiği eğitim ve sağladığı rehberlikle genç birlikleri ömürleri boyunca lejyonlarının askerleri olmaları için hazırlar.

Yüksek Lejyonlardaki en dipteki unvan ise Gladium’dur. Gladium birliği olmayan charrlara verilir; önceki unvanlarına bakılmaksızın çok az saygı duyulurlar ve sorumluluk verilirler. Birliği olmayan bir charr güvenilmezdir. Her Gladium’un amacı olabildiğince çabuk bir birliğe kabul edilmektir. Bunu başarana kadar lejyonlarının kayıtlarında siyah bir leke olarak kalır ve aşağılanırlar.

Gladium ile birliğinden uzaklaştırılmış bir charr arasında belirgin farklar vardır. Eski üye, destek görmez ve çok küçük görevler dışında hiyerarşide yer almaz. Sonuncu basit bir görev veya birliğinden uzakta yalnız başına bir görev icra eder. Bir charr için ihtiyaç ve görev halinde birliğinden uzak kalmak kabul edilebilir bir durumdur. Ama bağımsız bir görevde olan charr görevi tamamlanınca tekrar birliğine geri döner.
 
Geri
Üst