• Forum vBulletin altyapısından Xenforo altyapısına geçirildi, bu sebeple eski şifreleriniz ile foruma giriş yapamayacaksınız, parolamı unuttum adımından mailiniz ile şifre sıfırlayarak giriş yapabilirsiniz.

    Üyeliklerinde geçerli bir mail adresi olmadığı için sıfırlama yapamayacak kullanıcılar forum kullanıcı adlarını ve yeni şifrelerini yazarak info@maxigame.org adresine şifre sıfırlamak istediklerine dair bir mail göndersinler şifrelerini sıfırlayıp mail adreslerini güncelleyeceğiz. Şifreniz sıfırlandıktan sonra foruma giriş yapıp tekrar istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz.

Medieval II: Total War (MII:TW) Strateji, Campaing ve Savaş Haritası Rehberi

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan IMLEGEND
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

IMLEGEND

Aileden
Aktiflik
K.Tarihi
23 Nis 2009
Mesajlar
9,353
Puanı
152
Konum
Damn Of Hell
maxigamebanner1.png

maxayrac3.jpg

Arkadaşlar verilen taktikler kişiden kişiye değişebilir. Sadece yeni başlayanlar ve bilmeyenler için sunulmuş bir rehberdir.Bu rehberin bir kısmı 2010 yılında paylaşılmış. Ancak çok basit hazırlanmış ve eksiklikler vardı. Askeri kısmını ve resimlerini ekleyerek bunu tamamladım. Ekonomi ve campaing kısmına da kendi yorumlarımıda katmış bulunuyorum.

Evet arkadaşlar campainge ilk girdiğinizde aslında her şey basit gibi görünür. Komutanızda canını vermeye hazır askerler vardır şehirler kaleler elinizin altındadır. Heveslenir asker binaları kurarsınız. Sonra birde bakarsanız asker basacak kuruş para kalmamıştır.Ekonomiyi nasıl geliştiricem diye merak ederken ve bunu tam hallettim derken birde ne olsun diplomatik ilişkilerinizin olmamasından dolayı bütün dünya size savaş açmaya başlamıştır. Bir iki taktikle diplomasiyide hallettim artık istediğimi yapabilirim derken papa bir türlü sizi rahat bırakmaz. Verdiği can sıkıcı görevleri ihmal ettiğiniz anda enginizasyon mahkemesinde kaybettiğiniz valilere mi yanasınız yoksa aforoz olduğunuza mı? Bunlar nedir ne değildir diye merak ederken savaş haritasında ise farklı zorluklar bekliyordur sizi. Yani aslında her adımı santranç gibi olan bu oyunu oynamak için bazı şeyleri öğrenmek gerekiyor. Bu rehber ise size aradığınız bilgileri sunuyor.

Hangi oyunu oynarsam oynayayım bir türlü m2tw dan vazgeçemiyorum. Bitiriyorum yine bir campaing yine bir campaing...

Gelmiş geçmiş en iyi strateji oyununda oyuna yeni başlayacak campaing olsun savaş haritası olsun A dan Z ye bir rehber hazırlamış bulunuyorum... Umarım faydalı olabilirim...

İlk olarak oyunun çok güzel bir menü müziği var (her ne kadar insanı bir nebze ürkütse de!). Oyuna Single Player-Grand Campaign bölümünden başlıyorsunuz. Eğer oyunu ilk kez açıyorsanız veya hiç oyun bitirmediyseniz sadece 5 tane ülke seçebileceğinizi görebileceksiniz. Eğer derseniz "ben bunlarla yetinmem"; Medieval II Total War\data\world\maps\campaign\imperial_campaign\des cr_strat.txt dosyasına sağ tıklayıp özelliklere tıkladıktan sonra salt okunur seçeneğini kaldırın. Sonra dosyayı açıp unlockable satırının altındaki end'e kadar olan satırları kesip "playable"ların altına yapıştırın. Önemli olan nokta "non-playable"lara dokunmamak aksi takdirde problem yaşarsınız.

Şimdi buradan istediğiniz bir ülkeyi seçtikten sonra long veya short campaign özelliğini ayarlıyorsunuz. Bu önemli çünkü oyunun ne kadar sürede biteceğine karar veriyorsunuz. Son olarak Manage All Settlements kutusunu işaretlerseniz, "governor"u olmayan şehirleri yönetebilirsiniz; Show CPU Moves kutusunu işaretlerseniz, gölgede kalmayan tüm rakip hareketlerini görebilirsiniz.

ARAYÜZ BİLGİLERİ

MT2W'nin çok fazla karmaşık olmayan bir oyun içi arayüzü vardır. 1–2 kez baktıktan sonra aradığınız her şeyi rahatça bulabilirsiniz.

+Sol alt tarafta bir mini harita bulunur. Bu haritanın üstündeki + ve – işaretleri haritaya yakınlaşma ve uzaklaşma yapmanıza olanak verir. Normal gördüğünüz haritaya ise farenin tekerleğiyle yapıyorsunuz. Bu mini haritanın sağ üst köşesinde bir mektup işareti var. Buraya tıkladığınızda o an almış olduğunuz görevler listesini görürsünüz. Sağ alt bölümde üstünde bayrağınızın olduğu bir kalkan resmi bulunur. Buna tıkladığınızda ülkenizin genel bilgileri (Faction başlığı altında) yazar. Üst bölümünde üç ayrı başlık bulunur: The Pope (Catholic değilseniz görünmez) – Diplomacy – Faction. The Pope'da ülkelerin papaya olan yakınlıklarını, Diplomacy'de ülkeler arası ittifak ve ilişkileri görebilirsiniz. Bu bayrağın hemen altında bir bina işareti onun sağında da bir miğfer işareti bulunur. Bunlar bir şehri veya bir generali seçtiğinizde aktif olur. Sağ üstte bulunan kum saati ise turunuzu bitirmenizi sağlar. İçi altın dolu kazan resmi ise finansal bilgilerinizi gösterir. Bunun altında yazan sayı florin miktarınızdır. Kum saatinin altında yazan ise şimdiye kadar bitirdiğiniz tur sayısıdır.

+Açtığınız Faction penceresinin altında 4 tane küçük daire görürsünüz. Bunların en sağında bulunan "Collage of Cardinal", sadece katolik ülke seçildiğinde aktif olur. En soldaki dairenin adı "Family Tree"dir. Adı üstünde soy-ağacını gösterir. Ülkenin bayrak resminin bulunduğu kişi kral, yani Faction Leader'dır. Bu bayrağı ölmüş kişilerde de görebilirsiniz. Bu "ölmeden önce kraldı" demektir. Bir de üstünde bayrak resmi olmayan bir şekil daha görürsünüz. Bu şekil yaşanlar arasında kraldan başka bir kişide bulunur. Bunun anlamı varistir. Yani kral öldüğünde kral olacak kişidir.

+İkinci sıradaki dairenin adı "Faction Rankings"tir. Bu oyundaki tüm ülkeler arasındaki yeriniz verir. Tıkladıktan sonra çeşitli varyasyonlarda sıranızı grafiksel olarak görme imkanı sunar. Örneğin sağdaki seçimden; bütün ülkeler arasındaki yeriniz, en iyi 5 ülke v.s. Ayrıca bu bilgilere her tura başladığınızda gelen, ilk mesajlardan biri olan "End of Turn" adlı mesajın alt kısmından görebilirsiniz. Burada dört farklı değerlendirme (Military-Financal-Production-Population) ve genel değerlendirmeyi (Overall) görürsünüz. Karşılarında yazan sayılar tüm ülkeler arasındaki sıranızı verir. Sayıların üstündeki renk yeşil ise bir önceki tura göre çıkışta olduğunuzu, gri ise bir değişme olmadığı, kırmızı ise düşüşte olduğunuzu gösterir. Üçüncü sıradaki "Show List Scroll" ise generallerinize ve şehirlerinize bir arada görme imkânı sunar.

+Oyunda RTW'ye göre yapılmış en büyük değişiklik kale ve şehir ayrımıdır. Şehirleri daha çok kâr amaçlı ve ajan çıkarmak için kullanın. Kaleleri ise ordu çıkarmak için. Şehirler çabuk isyan ettiği için Upgrade binalarını bir an önce yaparsanız şehirlerde problem çıkmaz. Kaleler bu konuda çok avantajlıdır. Yani kolay kolay isyan etmezler. Bu yüzden kalelerde yönetici bulundurmanız gerekmez. Ama kaleniz saldırıya açık bir yerde ise gerekir. Kalelerde sadece askeri birlik binalarını geliştirin. Ayrıca kalelerde dini binalar ve tarlalar da yapılabilmektedir. Bunları da göz ardı etmemek faydalı olur. Bir kaleyi şehre, bir şehri de kaleye dönüştürmek mümkündür. Eğer bu değişim mümkünse, construction başlığı altında olan binaların en sonunda "Convert to Town/Castle" seçeneği bulunur bastığınızda bir uyarı gelir evet derseniz değişiklik yapılır. Buradan sonraki bölümlerde anlatacağım her şeyde kale veya şehir diye ayırmadan, sadece şehir diyeceğim.

+Son olarak bu konu başlığında şehir ekranından bahsetmek istiyorum. Bir şehre çift tıkladığınızda veya construction butonuna tıkladığınızda bir pencere açılır. En üstteki boşlukta (varsa) governor'un rütbeleri görünür. Onun altında, sol tarafta Income (Gelir) – Public Order (Düzen) – Population (Nüfus) – Population Growth (Büyüme Hızı) bilgileri bulunur. Bunlar ayrıca harita üzerinde şehir isminin altında da görülebilir ama sadece gelir sayı şeklinde görülür. Diğerleri resim şeklindedir. Income'ı para başlığında ele alacağım. Public Order ise şehrinizdeki insanları yönetiminize karşı tepkisi diye nitelendirebilirsiniz. Public Order'ın durumları şöyledir.

+Public Order sorun olduğunda; şehrin "Upgrade" edilmesiyle, çeşitli binaların yapılmasıyla (Town Hall, church, inn v.s.) çözülebilir. Yapılacak binalara sağ tıkladığınızda, binanın açıklamalar bölümünde "… due to law" veya "… due to happiness" gibi yazıları gördüğünüz binalar Public Order'a olumlu etki yapar. Ayrıca şehrin içinde yeterli asker bulunduğunda da sorun çözülebilir. Population direk Population Growth ile orantılıdır. Population Growth'da yazan miktar kadar nüfusta artış olur. Ayrıca bu yazıların üstüne geldiğinizde gördüğünüz sayı ise gelişim için (yani Upgrade'in açılması için) gerekli nüfus miktarıdır. Population growth da salgın durumlarının haricinde Puplic Growth ile paralel bir yol izler. Bu pencerenin sol alt kısmında üç daire görürsünüz.

Bunlardan ilki "Building Browser"dır. Bu tüm binaların listesidir. Buradan yaptığınız binaların (tam görünenler) ve yapacağınız binaların (soluk görünenler) tam listesini görürsünüz. Yanındaki "Ask Advisor" dairesi ise construction veya recruitment başlığı altında tıkladığınızda yapılacak en iyi bina veya askeri söyler. Ama bu bir öneridir. Siz neyi istiyorsanız onu yapabilirsiniz. Üçüncü daire ise "Show Settlement Details"dir. Açılan pencerede şehrin detaylı bilgisini görürsünüz. Örneğin; nüfus neden etkileniyor, düzeni neler bozuyor, nüfusun yüzde kaçı Müslüman gibi sorularınıza yanıt alabilirsiniz. Bu ekranın sol alt tarafında "Trade Summary" dairesi vardır. Buradan kârınızı detaylı olarak öğrenebilirsiniz. "Set Faction Capital" ise adı üstünde şehri başkent yapar.

MTWII'de, RTW'den farklı olarak yeni karakterler (ajanlar) oyuna eklenmiş. Spy, Assassin, Princess ve Diplomat zaten vardı. Priest, Merchant ve biz kullanamasak da Heretic ve Witch var. Ayrıca sadece Papal States'in sahip olduğu Inquistor denilen bir ajan var ama bu ajan MTWI'de her katolik ülke çıkarabiliyordu. Bu arada buradaki ajan kelimesini FBI ajanı gibi bir şey sanmayın, sadece burada öyle isimlendirilmiş.

Spy: Subterfuge denilen bir seviye (rütbe) adlandırması var. Görevi adı üstünde 'casusluk'. Şehirlere sokup şehirde huzursuzluk çıkarabilirsiniz. Ama bunun için bir tane spy yetmeyebilir. Birden fazla spy sokmalısınız. Spy "Brothel" binasını yaptığınızda açılır. Kalelerde huzursuzluk çıkarma tekniği işe yaramıyor. Ayrıca şehre sokulan spyların kuşatma anında kapılara açma ihtimali vardır. Spy'ı soktuğunuz şehre tıkladığınızda alt kısımda ihtimal yazar. Spy'ın rütbesine ve şehirdeki spy sayınıza bağlı olarak bu ihtimal artar. Spy'ları ayrıca orduların içine koyarak görüş mesafelerini artırabilirsiniz ya da şehirde olmayan ordunun bilgilerini veya ajanların rütbelerini öğrenebilirsiniz. Spy'ı rütbelendirmek zor değildir. Bir turda soktuğunuz şehirden, o turu izleyen turda çıkarıp yeniden sokarsanız ve her tur bunu böyle yaparsanız, spyınızın rütbesini artırabilirsiniz. Ama bir dezavantajı vardır: spy'ınız ölebilir. Son olarak şehirdeki bir spy, sehrin etrafına aç kurtlar gibi üşüşen rakip spy ve assassinleri görmenizi sağlar.

Assassin:
Oyunda size yararı dokunabilecek en önemli ajan. Ama bir assassini rütbelendirmek gerçekten şans işidir. Rütbelendirmeyi kolaylaştırmak için önce rütbesiz princess'lerden başlayın, sonra generalsiz orduların captain'lerini öldürün. Biraz rütbe kazanmış olacaktır. Sonra priestleri öldürün (cardinaller değil). Rütbesi 8+ olduktan sonra yavaş yavaş general öldürmeye geçebilirsiniz.

Ama seçeceğiniz generali öldürme ihtimali %60'tan yüksek olsun. Aksi takdirde, eğer saldırıda assassin ölürse generalin ülkesi size savaş açar (Ally olsa bile!). Bence assassinin en büyük faydası generalleri korumak. Orduların içine bir assassin koyduğunuzda assassin, o ordunun generaline suikast ihtimalini azaltmaktadır. İhtimal azalır ama sıfıra inmez. Yani hâlâ herkes bir assassin kurbanı olabilir. Ayrıca assassin şehirde durduğunda şehirdeki ajanları ve generalleri saldırılardan ve şehir binalarını sabotajdan korur. Assassin "Inn" binası yapıldığında açılır. Inn, brothel yapmadan açılmaz.

Princess: Görevi evlenmek, ama yan görevi de diplomasi. Eğer evlendirdiğiniz general neutral bir ülkeye aitse o ülke ile ally olursunuz (düşman ile de düşmanlık biter). Ama derseniz ki ben kızımı ele vermem, kendi generallerinizden biri ile evlendirebilirsiniz. Bekâr bir generaliniz üstüne princess seçili olarak sağ tıkladığınızda ihtimalin %100 olduğunu görürsünüz. Princess'in dediğim gibi bir de diplomasi özelliği vardır. Diğer bir ülkenin diplomatına direk sağ tıkladığınızda diplomasi başlar fakat bir generale sağ tıkladığınızda önce boş bir ekran gelir. Sonra siz sol altta yer alan toklaşan eller işaretine tıklarsanız diplomasiyi açabilirsiniz.

Diplomat: Bir tek görevi var elçilik yapmak. Diğer ülkelerin ordularına, şehirlerine, diplomat ve princesslerine sağ tıkladığınızda diplomasi penceresini açarsanız. O pencerede bulunan seçenekler şunlardır:

+Alliance (Neutral ise) – İttifak Ceasefire (Enemy ise) – Ateşkes

+Trade Rights (Neutral veya Ally ise) – Ticaret Anlaşması

+Attack Faction – Bir ülke saldırırken yardım etme veya yardım isteme

+Make Single Payment – Para verme veya alma

+Regular Tribute – Bir bakıma haraç verme ya da alma

+Map Information – Harita bilgisi verme veya alma

+Accept or We Will Attack (Neutral veya Enemy iken bir şey isteyip kendiniz bir şey koymadığınızda aktif olur) – Kabul et yoksa saldırırız demek

+Become Vassal – Hiç kabul ettiremediğim için bilmiyorum ama sözlük anlamı buyruk altına girmek. Sömürge olabilir diye düşünüyorum.

+Marry to Faction Hair (Sadece princess diplomasi ekranında görülür) – Teklif ettiğiniz ülkenin varisiyle evlenme teklifinde bulunursunuz.

+Reconcile (Sadece Papal States'e aforoz olduğunuz bir zamanda yaptığınız diplomasi ekranında görülür) – Papadan aforozu kaldırmasını istersiniz.

+Diplomasi teklifinizi yaptığınızda “Make Offer” demeden önce rakibin karşılama durumuna bakın. Very Generous – Generous – Balanced – Demanding – Very Demanding şeklinde azalır. Ayrıca sağ üst bölümde "Priorities" diye bir yazı bulunur ve anlamı önceliklerdir. Bunun yanında unknown yazmadığı takdirde sizden beklediği bir şeyi teklif ederseniz kolaylıkla kabul edebilir. Burada genellikle ilk kez karşılaşıyorsanız "trade" (trade rights), savaştaysanız "peace" (ceasefire) gibi yazılar bulunur.

+Ülkelerin "Reputation"ları diplomaside önemli bir etkendir. Reputation'ınız yüksek olursa diplomasiden o kadar kârlı çıkarsınız. Reputation iyiden kötüye şöyle sıralanır:

İmmaculate-Very trustyworthy-Trustyworthy-Very reliable-Reliable-Mixed-Dubious-Untrustyworhy-Very untrusyworthy-Deceitful

+Örneğin; Rep'iniz Mixed olduğu bir zamanda bir ülkeye yaptığınız Alliance teklifiniz karşı ülkenin tavrı Very Generous oluyor. Siz de bu durumdan yararlanıp Regular Tribute 1000 florin 5 turns ya da daha acımasızca bir teklifte bulunabiliyorsunuz. Ally ülkelerle ittifakı bozmadan saldırmadığınız sürece Rep'iniz azalmaz.

Diplomasinin iyi bir şekilde sonuçlanması için başka bir şart ise Relationship (uluslararası ilişkiler). Arada sırada "Relationship Improved" (İlişkiler düzeliyor) veya "Relationship Worsened" (İlişkiler Kötüleşiyor) gibi mesajlar alabilirsiniz. Bunlar ilişkilerin değiştiğini size haber vermek için gelir. İlişkinizin değiştiği ülke ismi de yazar. Bu da şöyle sıralanıyor (iyiden kötüye):

perfect-outstanding-very good-good-amiable-reasonable-so-so-poor-very poor-terrible-abysmal

+Bir ülke ile savaş yaptığınız zaman ilişki seviyesi "Abysmal"den yukarı çıkmaz. Ama bu ally bir ülkenin "Good"dan aşağı inmeyeceği anlamına gelmiyor. Ally bir ülke bile size karşı Poor olabilir. Diplomasinin aleyhinizde sonuçlanması için bir nebze de diplomat rütbesine ihtiyaç duyulabilir. Zira 7+ rütbeli bir diplomat çok saçma veya kabul edilemez teklifleri bile kabul ettirebiliyor. Diplomat rütbesi ise yaptığı tekliflerin kabul edilmesiyle artıyor. Bazen kendi kendine de artabilir. Bu yüzden tüm trade rights tekliflerini bir diplomattan yaptırmak iyi olacaktır.

Merchant: Çok ilginç bir eklenti olmuş bence. Merchant dünya üzerindeki ticari mallardan para kazanmak için kullanabileceğiniz bir ajan (agent). Ticari mal dediğim şeyler ("trade goods") haritanın çeşitli yerlerine dağılmış wine (şarap), spice (baharat), silk (ipek), silver (gümüş) gibi mallardır. merchantınızı görüş açınıza göre malın sağ üst karesine getirdiğinizde o malın kârı size gelmeye başlar. Malın ne kadar kâr getireceğini öğrenebilmek için merchantınız seçili iken haritanızda açılmış olanlardan birinin üstüne geldiğinizde görürsünüz. Ayrıca merchant kâr getirirken üstüne çift tıkladığınızda rütbesinin hemen altında ne kadar getirdiği yazar.

+Financal Details'daki income başlığı altındaki Merchant Trade'de (kaç merchantla kâr ediyorsanız) toplam merchant kârınız yazar. Ayrıca sizin bölgenizde, trade rights imzaladığınız ülkenin merchantları malın üstünde duruyorsa o kâr size de gelir. Aynısı karşı taraf için de geçerlidir. Merchant ayrıca diğer merchantları almaya yarar. Eğer yapacaksanız hedef merchanta sağ tıkladığınızda başarı yüzdesi yazacaktır. Merchantın rütbesi bir malın başında durdukça veya merchant satın aldığınızda (succesful acquisition) artar. Her yaptığınız market ve gelişmiş binaları için +1 merchant yapma şansı elde edersiniz.

Din Adamları (Priest–Imam–Cardinal–Bishop): Priest her dinde aynı iken (genellikle) 6+ rütbeli olduğunda kendi dinine özgü din adamına dönüşür. Bu sadece cardinal de olmayabilir. Bunu birazdan açıklayacağım. Priest yapabilmek için kalelerde small chapel, şehirlerde small church (katolik ülkelerde adı bu) ve daha gelişmiş binaları yapmanız gerekir. Her bina +1 priest yapımına izin verir. Priest rütbesi, durduğu şehri ya da üzerinde bulunduğu bölgeyi kendi dinine çevirmeyi başardıkça artar. Bir bölgenin yüzde kaçının sizin dininize mensup olduğunu görmek için bir din adamınızı seçip seçili bölgenin üstünde tutmanız yeterlidir. Bu din değiştirme işi (conversation) yine dini binaların gelişimiyle ve bölge üzerinden duran din adamı sayısıyla hızlanır. Imam ve bishopun fazla bir özelliği yokken, cardinalin bunlardan farklı olarak papa seçilme ihtimali vardır. Sağ alt taraftaki bayrağınıza tıkladıktan sonra alt taraftaki dairelerin en sağına tıklarsanız (Collage of Cardinals) dünya üzerindeki tüm cardinalleri görürsünüz. Bu pencerenin en altında ne kadar koltuğun boş olduğunu görebilirsiniz. Eğer cardinaller kurulunda hiç boş koltuk yoksa priestiniz 10 rütbeli olsa dahi cardinal olamaz. Cardinaller kurulunda oyunun başında her ülkeden bir tane bulunur. Ama bir cardinal öldüğünde yerine geçen cardinalin ölen ülkeye ait olması gerekmez. Ölenin yerine katolik ülkelerde bulunan en yüksek rütbeli priest cardinal olup geçer. Bazı zamanlarda koltuklar boş kalabilir. Bu da yeterli rütbede bir priestin bulunmadığı anlamına gelir. Bir priest ve cardinal-bishop-imam rütbesi iki şekilde artar. Birini yukarıda belirttim diğeri ise heretic veya witch idam etmektir. Sizi turunuzu geçtiğinizde rebel sırasında ortalıkta dolaşan siyah giyinmiş karakterlerdir. Din adamınızı seçip bu karaktere sağ tıkladığınızda ihtimali görürsünüz. %50'nin üzerinde değilse denemeyin. Aksi takdirde sizin din adamınız heretic olabilir. Adamınız başarılı olursa rütbesi artabilir.


Inquisitor: bu karakteri yapamazsınız. Bu karakterin sadece Papal States sırasında hareket ettiğini dolayısıyla Papal States'e ait olduğunu bilmelisiniz. Kafasında siyah bir kovboy şapkasına benzeyen bir şapka duran bu karakterden korkun. Çünkü din adamlarının hereticlere yaptığını, bu ajan generalden tutun diplomata kadar herkese yapar. Kaçmanızın bir yolu yok. Eğer çok kaliteli bir assassininiz yoksa size gelmemesi için dua etmeye başlayın. (benim 6 rütbeli generalimi öldürmüştü)

Family Members(Generaller): Rütbelerini tıklamadan görebildiğiniz tek karakterdir. Yanlarında boylarınca uzanan yıldızlar onların rütbeleridir. Bu karakterlere, aile soy ağacınızda görülür ve başka bir generalinizin öz oğlu olarak doğup 16 yaşına geldiğinde, princess'inizle rakip ülkelerden olmayan bir general ile evlendiğinde (Suitable Husband adlı mesaj), genelde çocuğu olmayan bir generaliniz evlat edindiğinde (Adoptation adlı mesaj) veya genaralsiz bir ordunuz önemli bir savaş kazandığında şansınıza bir general çıkarsa sahip olursunuz. Generaller savaş esnasında önemli bir yere sahiptir. Her rütbesi birkaç küçük birliğe bedeldir.

+Generaller zaman zaman özellikler kazanırlar. Bir şehrin içinde ise, şehre çift tıklayıp recruitment başlığına gelirseniz görebilirsiniz. Şehirde değilse üstüne çift tıkladığınızda görürsünüz. Sol tarafta retinue, sol tarafta traits başlığı altında bazı yazılar görürsünüz. Bu yazılar generalinizi "General" yapan özelliklerdir. Yazıların üstlerine geldiğinizde o özelliğin karaktere ne kazandırdığını ya da ne kaybettirdiğini görebilirsiniz. Örneğin; +3 command, +2 command when defending, %5 tax income, –1 piety v.s. Bu özellikler şehirde dururken veya savaşırken kazanılır. Hepsi olumlu özellik değildir. Bu özellikler generalinizin kalitesini belirler. General sadece "Command" rütbesine sahip değildir. Command sadece savaşta işe yarar. +Generalin ayrıca şu rütbeleri vardır:

Command (Komuta Etme)

Dread (Kötülük) – Chivalry (Kahramanlık) (*bunlardan sadece biri çıkar) Authority (Yöneticilik) – Loyalty (Sadakat) (*bunlardan sadece biri çıkar) Piety (İnanç)

+Şehirlerin dışında bir savaş kazanıldığında bir pencere açılır. Bu pencere esirlerin kaderini ve dolaylı olarak generalinizin kaderini belirleyeceğiniz bir kararı vermenizi ister. En altta sol tarafta "Ransom" (Parayla Serbest Bırak) seçeneği vardır. Buna tıklanırsa rakibinizden esirleri para karşılığında serbest bırakma teklifi yapmış olursunuz. Kabul edilirse Chivalry, edilmezse kılıçtan geçireceğiniz için Dread artar. "Release" (Serbest Bırak) seçeneği tıklanırsa ordular serbest kalır bu size Chivalry kazandırır. "Execute" (Kılıçtan Geçir) seçeneğini işaretlerseniz, kötü bir general olma yolunuz açılır ve Dread alırsınız. Ayrıca savaş yaptığınız ülkeyle ilişkiler bir seviye kötüleşir.

+Bir generalin Dread'inin yüksek olmasının dezavantajı assassinlerin hedefi olmasıdır. Council of Nobles bazen Assasinate ve Regicide görevleri verir. Bu verilen görevler eğer generali hedefliyorsa bu genelde Dread'i olan generaller olmaktadır. Ayrıca şehir aldığınızda karşınıza gelen pencerede "Occupy Settlement" seçeneğine tıklarsanız nüfus hiç değişmez insanları direk kabul edersiniz demektir. Dezavantajları parayı az almanız ve şehrin kısa sürede isyan etmeye meyilli olmasıdır. "Sack Settlement" şehir yağmalanır ve katliam yapılır. "Exterminate" seçeneği ise en karlı seçenek ama şehirdeki en küçük bebeğe kadar öldürüyorsunuz ve generalinizin Dread'i artıyor.

+Ayrıca generallerin paralı asker alma gibi bir özellikleri de vardır. Bunu şehirde değilken sağ alttaki miğfer işaretinden tıklayarak alabilirsiniz. Bu birliklerin fiyatları yüksek olur ama avantajı aldığınız tur savaştırabilmenizdir.

+Generalin özellikleri arasında gece saldırabilme olanağı varsa bunu kullanmanız çok önemli bir avantaj sağlar. Çünkü eğer böyle bir özelliği varsa, öncelikle gece savaşlarında en az +1 command kazanıyordur (Alttaki ilk resme bakın Night Fighter özelliği). Ayrıca o resmin altında göreceğiniz resimde de Reinforcements (Destek güçler) aktif olmaz. Yani sadece sağ tıkladığınız ordu ile savaşırsınız. Böylece hepsi tek tek gelmiş olur.
Son olarak generallerin "Watchtower" ve "Fort" yapabilme özellikleri vardır. Fortlar askerlerin geçici olarak kurduğu askeri bölgelerdir. Fortlardaki bir orduya saldırı yapılabilmesi için önce kuşatılması gerekir. Yani gerekirse destek getirmek için en az 1 en fazla 3 tur size zaman tanır. Ayrıca köprü başlarına veya tek karakterin geçebileceği mekanlara fort yaparsanız, oradan geçecek başka bir ordunun sizi önce sizden geçmesi gerekir. Watchtower ise karakterinizin veya ajanlarınız bulunmadığı bölgeleri görebilmenize yarar. Fortlar her yere yapılabilse de, watchtowerları sadece kendi sınırlarınız içine yapabilirsiniz. Yeni bir bölge aldığınızda tüm sınırlarınızı belirli aralıklarla watchtower ile donatmak mantıklı olacaktır. Eğer bölgeniz büyükse, ülkenin gölge olan iç kesimlerine de yaparsanız ordu bölgeye girdiğinde her zaman görebilirsiniz. Çünkü olası bir saldırıda orduları, şehrinize gelmeden önce görebilir; hatta watchtower bir spy'ın yaptığı ordu gözetleme görevini de yapar. Ayrıca sınırlara diktiğiniz watchtowerlar sayesinde watchtower menzili içindeki rakip ülkeleri şehirleri de görebilme imkânınız vardır.

+Generalin "Command"ını artırmak zordur ve emek ister. Ama kısa yoldan artırmak istiyorsanız, çıkan rebel ordularına, ordular ne kadar büyük olursa olsun sadece general birliğinizle saldırın. General birkaç savaştan sonra rütbe alıyor (Denedim başarılı oldum). Ama tek şart savaşı auto yapmanızdır. Aksi takdirde "ben girer kazanırım" derseniz generalinizi öldürebilirsiniz. Auto derseniz ölmüyor...

PARA KAZANMAK

+Total War'da para zaman zaman sorun olur. Parayı dikkatli kullanmak gerekir. Sağ alt tarafta Financal Details'a tıkladığınızda size detaylı bir finansal bilgisi açılır.

+"Income" başlığı altında Farming ve Trade ikilisini görürsünüz. En önemli gelir kaynaklarınız onlardır. Farming geliri şehirlerde tarlaların seviyesini artırdıkça artar. Trade ise şehir sayısını çoğaltarak (iç ticaret) ve büyük bir oranlar diğer ülkelerle yaptığınız trade rights anlaşmasıyla artar. Ama komşu bir ülke ile savaşa girerseniz, onunla yaptığınız bu anlaşma bozulur ve bunula birlikte o ülkenin size göre diğer tarafında kalan ülkeyle anlaşmanız devam etse bile ticaret yolunuzda düşman ülke olduğundan trade durur. Kârınız çok fazla azalır. Bu yüzden komşu ülkeyle savaş süresini kısa tutun veya hemen şehirlerini elinden alın.

+Farming ve Trade'den sonra görebileceğiniz en fazla kâr Taxes yani vergilerdedir. Bunu şehirlere girdiğinizde kendiniz Very High – High – Normal – Low – Very Low olarak ayarlayabilirsiniz. Tabi vergi seviyesini artırmak büyük bir finansal avantaj getirse de büyük bir dezavantajı bulunur. Bu da Public Order'ı olumsuz etkilemesidir. Zira Public Order ve Tax Level ters orantılıdır. Yani siz insanlarınızdan ne kadar çok para isterseniz onlarda bu durumdan mutsuz olur. Ya da tam tersi!

+Kâr yapmanın diğer küçük çeşitleri ise "Mining"dir ve sınırlı sayıda şehre yapabilirsiniz, Merchant Trade (bkz. Merchant) ise diğerlerinin yanında devede kulak kalır.

+Bir de "Expenditure" var. Gider, masraf anlamına gelir. Neredeyse bütün harcamalarınızı ordu için yapıyorsunuz. Army Upkeep'in karşısında bu sayıyı görebilirsiniz. Yani yaptığınız her birlik kârı azaltır. Diğer büyük harcama ise Wages(Maaş)'tır. Bu da yaptığınız her ajan için artar.

+Harcamaları kısamayacağınıza göre en mantıklı hareket kârınızı artırmak olacaktır. Kâr artırmanın yollarını yukarıda saydım. Ama en etkili ve kolay yol şehir almaktır. O tur gelecek kârınızı da Financal Details penceresinin altından "Projected Profit" bölümden görebilirsiniz.

MISSIONS(GÖREVLER)

+Oyun boyunca size para, ordu ve saygı kazandıracak bazı görevler alırsınız. Bu görevleri Council of Nobles, Pope gibi kaynaklardan alabilirsiniz. (Kaynaklar görev penceresinde Source'un karşısında yazandır.) Belli başlı görevler şunlardır (Unutmuş olduklarım varsa kusura bakmayın):

Send Emissary: Hedef ülkeye bir diplomat gönderip bir teklifi kabul ettirmeniz gerekir. Alliance, Trade Rights veya Ceasefire gibi kolay kabul edilebilen seçenekler yoksa 100 florin hediye verin. Hediye vermek şöyle yapılır: siz bir teklif yaptığınızda karşılığında bir şey istemeden make offer seçeneğinin sol tarafında bulunan gift dairesine tıklamanız gerekir. Eğer teklifiniz karşılığında bir şey istediğinizde bu gift dairesi aktif olmaz.

Take (Rebel) Settlement: Rebeli parantez içinde yazmamın nedeni bazen rebellerden başka bir ülkenin şehrini alam görevi de verilmesidir. 15 turn süre verir ve alırsınız.

Blockade Port: Hedeflenen şehrin portunun söylenen tur sayısı boyunca (açıklamanın içinden bu rakamı bulun) kuşatmanız gerekir. Bir filonuzla hedef porta sağ tıklamanız yeterlidir.

Build a Small Chapel: Hedef şehrinize bir small chapel binası yapmanızı istemektedir. Şehre girip basarsınız görev bina yapımı bittiğinde başarılı olmuş olur.

Spread of Word: Hedef bölgenin din yüzdesini açıklamada belirtilen seviyeye getirdiğinizde başarılı olursunuz. Bunu yapabilmek için en az birden fazla din adamını bölge içine sokarsanız bir süre sonra görev başarıyla tamamlanmış olur.

Cease Hostilities: Katolik'seniz ve Excomminicate (Aforoz) edilmemiş bir katolik ülkeye saldırıyorsanız, Papa sizden istenen tur boyunca düşmanlığınızı durdurmanızı ister (bitirmenizi değil!). eğer düşman ordusuna kendi topraklarınıza girmediği takdirde saldırırsanız, gemisine denizde portunuzu kuşatmadan saldırsanız veya portunu kuşatırsanız görev başarısızlıkla sonuçlanır. Zaten bu durumlarda saldırmak için sağ tıkladığınızda "This will result in excomminication" (Aforoz ile sonuçlanacaktır.) uyarısı verir. Ama düşman ordu sınırlarınız içine girerse veya gemisi portunuzu kuşatırsa, kısaca saldırmak için tıkladığınızda bir önceki cümlede yazığım mesajı vermiyorsa saldırabilirsiniz. Bu görevde verilen tur boyunca sabırlı olup sınırlarınız dışına çıkmazsanız, görev başarı ile sonuçlanır.

Merchant... : bu göreve sadece bir kez rastladım. Hedef merchantı kendi merchantınızla satın aldığınızda görev başarıyla sonuçlanıyor.

Regicide: Diğer ülkelerden birinin varisi, eğer mesajı okursanız, sizden babasının tahtını istediğini bu yüzden onu öldürmenizi istediğinizi yazmaktadır. Karşılığında 5000 florin vermeyi ve ilişkilerinizi düzeltmeyi teklif etmektedir. Göreviniz 8+ rütbeli bir assassininizle hedef generali öldürmektir. Yani gidip savaşta öldürürseniz görev geçersiz sayılıyor. Yani sadece suikast kabul ediliyor.

Assasination: yukarıdaki görevle aynı mantık ama bu görev rakip ülkeden gelmiyor. Yine suikast yapmanız gerekiyor.

POPE (PAPA)

Katolik bir ülke olduğunuzda ister istemez papaya bağımlı olursunuz. Papanın her ülkeye gösterdiği favor (sempati diyebilirsiniz) vardır. Bu şu durumlarda artar:

+Bir priestiniz cardinal olduğunda,

+Şehirlerinize dini binalar yaptığınızda,

+Papal States ile iki tarafında mutlu olduğu bir anlaşma imzaladığınızda,

+Papanın verdiği görevleri yerine getirdiğinizde

+Cardinaliniz papa seçildiğinde (bunda tavana vurur)

+Tek durumda azalır, o da şudur: Cease Hostilities görevi olmadığı halde katolik ülkelere yıllar boyunca savaş halinde kalmanız durumda zamanla azalır. Papanın ülkeleri aforoz etme yetkisi vardır. Favorunuz bittiğinde, Cease Hostilities görevi başarısızlıkla sonuçlanırsa veya Papal States'e savaş açarsanız aforoz edilmiş olursunuz.

+Papa öldüğünde, yeni papa Collage of Cardinal listesindeki ilk üç ÜLKENİN seçime gitmesiyle seçilir. Yani ilk üç sıradaki cardinaller değildir. İlk üç sıradaki cardinaller bir ülkeye ait olsa bile 4. sıradaki kardinal de seçime girer. Cardinal sayısı kadar oy hakkı vardır. Bu seçimde her zaman çıkarlarınızı göz önüne alarak oy verin. Cardinaliniz yoksa oy veremezsiniz. Eğer cardinalinizin papa seçilme ihtimalini düşük görüyorsanız (yani oy hakkı kullanacak ülkelerin siz oy vermeyeceğini düşünüyorsanız) kendi cardinalinize değil seçileceğini düşündüğünüz cardinale oy verin. Zira oy verdiğiniz cardinal papa seçilirse, siz son seçimde ona destek olduğunuz için favorunuzu hemen tamamlar.

+Aforoz edilmiş tüm ülkeler, liderleri öldüğünde veya yeni papa seçildiğinde Reconcile olur.Ayrıca kendi cardinaliniz papa seçildiğinde havaya girmeyin sizi aforoz edebilir.

COĞRAFYA VE SAVAŞ

Coğrafyaya hakim olmak, kesinlikle bir savaşın sonucunu belirler. Öncelikle genel görünümü bildiğinizden emin olun, haritayı iyice inceleyin. M2: TW bir strateji oyununda bugüne dek gördüğüm en çeşitli ve gerçekçi coğrafyayı sunuyor, bu da taktiksel çeşitliliği arttırıyor. Savaşın başında birliklerinizi yerleştirirken mutlaka yükseklikleri tutmaya bakın, eğer pozisyonunuz deployment sırasında bunu yapmaya imkân vermiyorsa, savaş başlar başlamaz tepeleri ele geçirmeye çalışın. Eğim ve yükseklik avantajına sahip olan tarafın yenilmesi gerçekten çok zor. Savaş dar bir vadiye sıkışmışsa, atlılarınız ve okçularınızı yanlardan tepelere çıkartın ki sıkışıklık çözülebilsin. Unutmayın sıkışıklık her zaman sayı dezavantajına sahip tarafa yarar.

Nehrin iki tarafına konuşlanarak başladığınız savaşlar da sizi çok zorlayacaktır. Ben bu savaşlarda (saldıran tarafsam) atlı birliklerimle rakibe saldırıp, onların yarattığı karışıklıkta da diğer birliklerimi karşı tarafa geçiriyorum. Savunmadaysanız, okçu (ya da diğer menzilli birliklerinizi) köprüyü ok yağmuruna tutabilecekleri bir mesafeye kadar yaklaştırıp, hemen arkalarına da piyade ve atlı birliklerini yerleştirin. Köprüden geçmeye çalışan düşman birliklerini okçular teker teker avlayacak, kalanların okçulara saldırmasını ise okçuların arkasında bekleyen ordunuzun belkemiği tarafından engellenecektir. Hatta köprü çıkışında rakibi sıkıştırmak düşmana dünyayı cehennem edecektir, benden söylemesi.

Ayrıca ormanlardan sonuna kadar faydalanın, ordunuzun büyüklüğü elveriyorsa birkaç birliği ormana saklayın (birlik kartında bir ağaç sembolü çıktıysa saklanmışlar demektir, düşman yakına gelene kadar göremez.), savaşın en kritik anında ceee desinler. Tarih güç ve sayı olarak dehşet dezavantajlı olan orduların coğrafya hakimiyeti sayesinde imkansızı gerçekleştirdiği örneklerle doludur.

DİZİLİŞ

Bir ordunun dizilişi iki farklı unsura dayanır: Birincisi sizin taktiksel eğiliminiz, ikincisi ise bazı genel geçer noktalar. Mantığınız kabul edecektir sanıyorum, okçular atlılar karşısında çaresiz kalırlar, atlılar karşıdan saldırdıkları durumlarda (adam gibi olan) mızraklılar tarafından anında geri püskürtülürler, mızraklılar kılıçlılara karşı etkisizdirler ve bütün birlikler yandan ya da arkadan yedikleri saldırılara karşı koymakta çok zorlanırlar.
Bu ana etmenlerin dışında, Artillery (mancınık ve topçu gibi) kuvvetiniz varsa, onları da ordunun en önüne (sadece savaşın başlarında) dizerseniz düşman menzile daha kısa sürede gireceğinden yaratacağı tahribat daha uzun süreli olacaktır. Hem böylece arkadan dolanma akıllığını gösteren atlı birliklere karşı da korunmuş olurlar. Ancak yakın temas yaşanmadan önce kesinlikle ordunun gerisine alınmalı artillery ler, yoksa yaşayamazlar.

Generalinizin olduğu birliği ordunun arkasına (ya da etrafı korumalı biçimde, merkezine) konuşlandırmanız, onu kötü bir sondan korumak için gerekli, ancak kendisini asla çok uzakta bırakmamak lazım diğer birimlerden (bkz. Moral ve savaş kutusu).

Böyle bir dizilişle düşmanla sıcak temasa girdiğinizde, ordunuzun ana bloğu düşmanla ortada karşılaşacak, atlılarınız da rakibi kanatlardan sararak onun hareket kabiliyetini çok aza indirecektir. Atlılarınızın ilk saldırı anı çok yakıcı olduğundan, bir kere saldır komutu verip öyle bırakmayın, bunu zaman zaman tekrarlayın. Her saldırıda ortaya çıkan momentumun yarattığı etki düşmanın çözülmesini kolaylaştıracaktır.

Kaçmak da bir yetenektir, sakın bunu unutmayın, ancak boş yere de pes etmeyin. Bir birliğinizin çözülmesi sizi karamsarlığa itmesin. O birliğin çözülmesinin, genel gidişat açısından ne ifade ettiğini doğru tahlil edin. Ve son olarak, cephanesi biten menzilli birlikleri asla bir kenara itmeyin. Binlerce kişinin öldüğü bir savaşın sonlarında, cephanesi olmasa da morali ve kafa sayısı yerinde olan birlikleriniz çok iş yapacaktır, yakın dövüşe girseler bile.

MORAL

Birliklerinizin kalitesi ve sayısı elbette çok önemlidir. Ancak, yukarıdan karınca gibi gözüken binlerce askerlerin, duygusuz ölüm makineleri değil, insan olduğunu en iyi kavrayan strateji oyunu olan M2: TW de, Moral de çok önemli bu yüzden. Birliklerinizin morali düşükse, hem güçleri düşüyor, hem de kaçmaya çok meyilli oluyorlar. Morali değiştiren birkaç farklı etken var. Yorgunluk, generale olan uzaklık, generalin rütbesi, tecrübesizlik, pozisyon hatası (bir piyade birliğinin arkadan süvari atağı yemesi), savaşın gidişatının genel olarak kötü olması, alevli ok yağmuru veya top ateşine maruz kalmak, ya da dengesiz mücadeleler (süvarilerin Pikemen in uzun mu uzun mızraklarına bodoslama girmeleri), birliklerinizin moralini düşürecek ve kaçmalarına zemin hazırlayacaktır. Kaçan birlikler, kendiliklerinden ya da generalin borusuyla zaman zaman geri dönebiliyorlar, ancak bir kez kaçan birliğe güven olmaz, yeniden kaçmaları yüksek olasılıktır.

KUŞATMA TAKTİKLERİ 1 - SALDIRI

Doğru tip ordu ve dikkatli bir strateji, kuşatmaları kazanmak için zorunludur. Koçbaşı, trebuşe ve mancınıklar, bir kale saldırısının olmazsa olmaz parçaları. Merdiven ve kuşatma kuleleri ise çok güvenilmez silahlar, hem savunma okçularının ateşine karşı korunmasızlar, hem de surlarda onları bekleyen ağır piyadeler tarafından bertaraf edilme ihtimalleri çok yüksek. Onlara başvurmak zorunda kaldığınızda, bütün merdiven ve kulelerinizi aynı duvara yönlendirin ki birlikleriniz tek başlarına kalmasın koca bir orduya karşı.

Koçbaşı konusundaki problem de onu yanıp kül olmadan kale kapısına ulaştırmanın zorluğu. Bununla mücadele etmek için yedekte en az bir tane daha koçbaşı olmasını tavsiye ediyorum. Hatta iki koçbaşını aynı anda kapıya yönlendirin (bir tanesini kapıya gönderin, diğerini kapının önüne; zira kuşatma silahlarını tam olarak aynı noktaya gönderdiğiniz zaman sadece bir tanesi gidiyor). Böylece hem düşman okçuları tek bir koçbaşına yoğunlaşmaz, hem de öndeki yanarsa arkadaki hemen yetişebilir kapıya.

Bu arada trebuşe ve mancınıklar da duvarları dövsünler. Eğer bu birliklerdeki adam sayınız azsa, ya da cephaneniz tükeniyorsa tek bir noktaya; ancak bu konuda sıkıntınız yoksa en azından iki noktaya saldırın. Böylece savunmayı açabilirsiniz. Biliyorum duvarlara çıkarken ters bir mantıkla yaklaşmıştım, bunun nedeni saldıran tarafın duvar üstünde gerçekten çok dezavantajlı olması, eğer gerekli yoğunluğu sağlayamazsanız kaybedersiniz. Yıkılan duvarlar ise nispeten daha geniş bir alan sağlıyor saldırı için, üstelik bu kez atlı birliklerle de girişebileceğiniz için saldırabilecek asker adediniz çok daha fazla.

Gelelim diğer birliklerinize. Bana göre duvarda ya da kapıda gedik açmadan, menzillilerle kale üstündeki askerlere saydırmak çok mantıklı değil, çok az kazanç uğruna çok fazla kayıp verirsiniz. Bir öneri, duvarın/kapının yıkılmasından az önce, merdivenli iki birliğinizi kalenin arkalarına bir yerden duvara çıkartmak. Bu, savunmanın dikkatini dağıtacaktır, böylece asıl hücumunuzu daha rahat gerçekleştirebilirsiniz.
Bir kez surları aşma fırsatı elde ettiğinizde, en önde gözden çıkartabileceğiniz birlikler olmak üzere, ağır piyade ve atlılarınızla beraber hızlı bir saldırı düzenleyin. Bu arada okçularınız da yaklaşarak duvar üstündeki düşman menzillilerine ok yağdırsın. Normalde çok fazla yedek bırakmıyorum savaşlarda, ancak kuşatmalarda sürprizlerden mümkün olduğunca kaçınmak için birkaç iyi birliğinizi dışarıda bırakabilirsiniz. Bunlardan bir tanesi mutlaka General olmalı elbette. Yoğun bir duvar önü savaşından sonra, küçük de olsa zinde ve güçlü birkaç birlik savaşın rengini tamamen değiştirebilir.

KUŞATMA TAKTİKLERİ 2 - SAVUNMA

Savunan tarafın, surlar sayesinde müthiş bir avantajı var. Üstelik birlikleri konumlandırması, savaşın nerede olacağını belirlediğinden, genel görüntüye hakim olma şansı saldırana göre çok daha fazla. Klasik taktik, duvarlara menzillileri ve piyadeleri dizmek, menzillilerin oklarını yanar dönerli hale getirmek ve saldırayları ok yolunda tarumar etmek. Düşman bir kez duvarlara varınca da ordunuzun en iyi piyadeleriyle onları karşılamak ve duvar avantajını en iyi biçimde kullanmaktır. Atlılarınızla da düşman artillery sine hızlı ataklar düzenleyebilirsiniz. Duvarda bir gedik açılırsa ya da kapı kırılırsa (ki mutlaka kırılıyor, ne biçim yapmışlar bu kapıları?) piyadeleriniz bu kez o deliklere yoğunlaşmalı. Bu arada atlı birlikler de sürekli ters açı kovalayarak düşmanı gafil avlamaya çalışmalı.

Eğer ordunuzun ağırlığı atlılardaysa, içeri girmesine izin verdiğiniz düşmanı dar sokaklara yönlendirip aralarda sıkıştırma, vurup kaçma, orduyu şehrin farklı bölgelerine dağıtarak savaşın yoğunluğunu düşürme gibi taktiklerle, piyadesizlik avantajını ortadan kaldırmaya çalışabilirsiniz.

KABACA ORDU DİZİLİMLERİNE BİR KAÇ ÖRNEK :

Ordu dizilimleri

ordu dizilimleri farklılaştırılabilir olsa da kabaca 3 ayrı ordu dizilimi olduğunu söyleyebiliriz.

sırayla inceleyelim:

1- KAPALI KUTU (PİKEBOX) DİZİLİMİ

Öncelikle pikebox dediğimiz olgu pikemenlerle tamamen kapalı bir kutu kurmaktır. Yapay zekaya karşı oldukça işe yarayan bir yöntem olsa da turnuvalarda yasak olabilir. Bunun dışında pikemenlardan oluşan kutunuzun içeriğini değiştirebilirsiniz kendi taktiğinize göre.

2- SALDIRI DİZİLİMİ

Adından da anlaşılacağı gibi bol süvarili bir saldırı sistemidir. Şekilden anlayacaksınız zaten çizgiye yakın durun ve saldırın.
Piyade almaya çoğu zaman gerek yoktur, tercihinize kalmış.

3- GENEL DİZİLİM

Bu dizilim atlı okçuları kullanmak için idealdir. atlı okçularınızı bir kanatta yoğunlaştırın. destek süvarilerini (hafif süvariler) geride, yakınlarda tutun ve düşmanın sizi karşılayacağı süvarilerini tuzağa düşürün.

general birliğinizi atlı okçularınıza yakın tutarak ve gerektiğinde çatışmaya sokarak düşmanı yıpratabilirsiniz. dikkat generaliniz savaş alanında can vermesin.

Ana ordunuzu ise biraz geride (kendi sahanızın ortalarında) tutmanız faydalı olacaktır. eğer düşmanda missile birliği yoksa bu size oldukça fazla zaman kazandırır.Ana orduda pek çok değişiklikler yapılabilir ancak ağır piyadelerle desteklenmesi her zaman faydalı olur.

AYRICA ÖNEMLİ BİR TAKTİK :

Walkthrough

walkthrough bir oyunda size inanılmaz bir üstünlük sağlayabilir. dolayısıyla öğrenilmesi en değerli taktiktir.

süvariler m2tw'da en önemli askeri gruptur. özellikle ağır süvariler bir savaşın belirleyici unsurudur.

oyunda bu süvarileri maksimum verimle kullanmak ya da düşmanın süvarilerini kullanmasını engellemek için en kesin yol walkthrough'dur. (türkçesi 'arasından geçirme') adım adım anlatmak gerekirse:

1- süvariler karşılıklı olarak charge etmeye başlarlar. ancak siz charge etmemelisiniz. atınızı düşman atının arkasına çift tıklattırarak koşturmalısınız.

2- çarpışma anında süvariniz mızrakları indirip kılıçlarını çıkaracaktır.

3- hemen ardından süvarinizi düşman süvarisinin arka çaprazına doğru çift tıklayarak koşturmalısınız.

dikkat etmeniz gereken en önemli husus, kullandığınız at çeşididir.

uygun donanımlı hafif süvarileri kullanarak kendinizden çok üstün ağır süvarileri yenebilirsiniz. üstteki video da bunun örneğini görmek mümkün.

WT yapmak için en elverişli süvariler balta (axe) ve gürz (mace) kullanan süvarilerdir. bunlara en uygun örnekler;

SCOUTS

HUSCARLS

Arkadaşlar verilen taktikler kişiden kişiye değişebilir. Sadece yeni başlayanlar ve bilmeyenler için sunulmuş bir rehberdir.
 
Geri
Üst