IMLEGEND
Aileden
Zanaat tanrısı Bahralt efsanelere ev sahipliği yapan Telara’yı işleme sürecini bitirdiğinde inceledi ve memnun kaldı. Asistanları ve yaptıkları şaheserler yaratılış ruhunun birer parçalarıydılar, Bahralt da bu emeklerinin karşılığında onlara hayat verdi. Bu Cüceler (Dwarves) hayata işleme ve zanaat aşkıyla gözlerini açtılar, en ihtiraslı rüyalarını elle tutulur mucizevî şaheserlere dönüştürdüler.
Cüceler ilk şehirlerini inşa ettiler. İlkelliklerine rağmen, barınaklarını günümüzde hala kullanılmakta olan bir yöntemle taşların içlerine oydular. Bunun yanı sıra Cüceler ilk demirciler, ilk taş işçileri ve eşyaları ilk büyüleyenlerdiler. İşçilikleri dünyanın dört bir yanında ilgi çekmişti. Bununla birlikte Cüceler aşırı ölümcül silahlar, baş döndürücü güzellikte takılar ve kuşatmalara karşı çok uzun süre dayanabilecek yapılar inşa ediyorlardı.
Kan Fırtınası istilası geldiğinde Cüceler için umut edilebilecek en iyi seçenek; para, silahlar ve rün işlemek için medenileşmiş ejderhalar Laethys, Crucia veya Akylios’tan güç ve destek almalarıydı. Köle olmak ya da kayıtsız kalmak yerine, Cüceler Telara’yı içinde bulunduğu vahim durumdan kurtarmak için taş bölgelerinden harekete geçtiler.
Sonucunda, Cüceler’in çalışmaları Telara’nın en kudretli imparatorluklarını birleştirici nitelikteydi. Cüce işçilere büyücü Eth krallarının çılgın kozmik rüyalarını gerçekleştirecek makineler yapmaları için tatmin edici miktarda paralar ödendi, Matosyalılar da ilk kurtuluş mücadelelerinde Cüce bıçaklarını kullanırken, yanlarında eşlik eden balta ustası azimli Cüceler bulunmaktaydılar.
Taştan oyma tahtında oturan Cüce kralı, Cüce hiyerarşisi işçilik ve zanaat üzerine kurulu olduğu için aristokrat olarak görülmüyordu. Her nesil her Cüce şehri, Syntechnia adındaki kıdemliler konseyinin en iyi zanaatçılar, savaşçılar, büyücüler ve din adamlarından övgüyle bahsedecek bir grup seçtiği yerde festival düzenlenirdi. Bu konsey bir sonraki festivale kadar kral ve kraliçeyle beraber kanun düzenlemeleri yapardı. Cücelerin öğretileri çok çalışma, zanaat ve büyük başarılar sayesinde yoksulluktan zengin krallıklara yükselen kuyumcu, demirci ve savaşçıların hikâyeleriyle doluydu.
Her araştırmanın farklı beceri ve zanaat değerlerinde farklı ihtiyaçları bulunuyordu. Örneğin Yaralımeşe Yolu’ndaki (Scarwood Reach) Lordlar Konağı (Lord’s Hall) Telara’nın en iyi savaşçıları, karar mercilerini savaşa odaklayarak en keskin kılıçları dövme konusunda Matosyalılarla birlikte yetiştirmişti. Mimar Cüce Borrin Gammult’un yol göstericiliğinde Cüceler, artık ölüm savaşçısı haline gelmiş Aedraxis’e karşı savaşmak için Prens Zareph Mathos’un ordularına katıldılar. Ne yazık ki Lordlar Konağı Gölge’den çok büyük yara almıştı. Hayatta kalan Cüceler kendilerini güçlü bir kapının ardına kapattılar ve o zamandan beri kimseyle muhatap olmuyorlar.
Bu sırada Aygölgesi Arazisi’nde (Monnshade Highlands), Gürzmatemi’nin (Hammerknell) Rün Kralı Molinar, büyü ve oymacılığın altın çağındaki yol göstericisi oldu. Parlak zekâlı Eth’lere rakip olmak adına mucizeler üretildi, ayrıca Gölge suçlularının canını sırf kadim yasaların sonucu olarak acı çeksinler diye almamışlardı. Gürzmatemi sakinleri işçilik olmadığı için bu sonucu mucizelere borçlulardı, makinelerin yakıtı olarak ölülerin ruhlarını bağlamışlardı. Boyutsal enerjilerin verdiği serbestlik sayesinde, bu ruhlar intikamla ayaklandılar. İşin kötü tarafı Gürzmatemi sağlam bir şekilde mühürlenmişti ancak, bu dünyanın güçlerine karşı, dünya dışı düzlemsel güçlere karşı değil.
Muhafızlara Katılış
Cüceler artık kötü ve günahkâr topluluktular. Evsiz barksız bir şekilde, acaba Matosyalılar, Kıdemli Elfler, hatta Eth’ler, ev arayışımız sırasında sahip oldukları bazı kasabaları zanaatkârlık yapmak kaydıyla bize verirler mi, şeklinde düşünüp cevap aradılar. Borrin Gammult bir Yükselen Muhafız olarak geri döndüğünde, pek çok Cüce Nöbetçiler’in ışığında yeni bir ev inşa etme yemini ederek Borrin’in bayrağını Kutsal Yer’e (Sanctum) taktılar ve Gürzmatemi’nde yaşanan kâbustan dolayı af dilediler. Kutsal Yer güzelliğinin ve gücünün çoğunu hem ölümlü hem Yükselen olan, ümitleri eriyip köz olsa bile asla centilmenlikleri solmayan Cücelerin sarf ettikleri gayrete borçlular.