IMLEGEND
Aileden
Merhaba arkadaşlar,
Hepinizin bildiği üzere şehirlerde nüfus arttıkça asayiş sıkıntısı doğmaya başlayacaktır. Bunu önlemenin en mühim yolu da mümkün olduğunca her şehre bir vali ataması yapmaktan geçer. Tabii ki bitmedi. Bu valilerin eğitimleri için, şehirde yapılması hacet ilk bina academidir. Pek bilinmez ama surlar asayişte etkilidir. Tedirginlik alır, halkı yatıştırır. Tarlalar da bu işlevi az çok görse de tarla en son seviye yükseltilmelidir. Çünkü tarla nüfus artışınında etkilidir. Yayılma bodoslamadan bir tarafa doğru yapılmamalıdır. Yayılma her yönden olmalıdır. Topraklarda bütünlük sağlanması şehirlerde tedirginlikleri azaltacaktır. Mutluluk verici binalardan söz etmek bile anlamsız gelse de belirteyim. Bazı tapınaklarda asayiş bazılarında mutluluk özellikleri vardır. Merkezden uzak olan şehirlere asayiş tapınakları inşa etmemiz yerinde olacaktır. Başkent memleketin göbeğinde olursa bu size yine fayda sağlayacaktır.
Fethedilen şehirlerde asayiş sağlamak epey zor olmakta. Bazen bir şehre girdiğimizde asayişi %0 bulabiliyoruz. Bunu altın noktası da şehirdeki nüfus seviyesine bakarak halkı katletmemizi gerektirecek bir durum ahvalinde gerekeni yapıyoruz. Yoksa o şehirden atılma ihtimaliniz kuvvetli olacaktır. Atılayım ben geri alır katlederim diye düşünmemeli. Şehirden atıldığınızda, o şehirden kovulan ordudan çok daha kuvvetli, rütbeli ve kalabalık bir orduyla yüzleşmek zorunda kalacaksınız demektir. Ama biraz önce dediğim her yönde yayılma gerçekleştiğinde, fethedilen bölgeler de haliyle başkente ortalama eşit düzeyde oalcaktır.
Fethedilen şehirlerde Kültür Cezası olması muhtemel olacaktır. Bunun aşılması için tapınak binalarını yıkıp kendimizinkini kuruyoruz ve mümkünse fethettiğim şehirdeki diğer binaları da yıkıp kendi kültürümüzdekileri yapıyoruz. Binaları incelediğinizde kendinize ait olmayan binalar hemen göze çarpar. Ama benzer kültürlerdeki halkların bina resimleri aynı olur. Roma-Yunan gibi. Aldanmayınız, yıkınız.
Yine fethedilen şehirlerde yüksek oranda tedirginlik görülürse birkaç tane ajan basıyoruz. Bazen birkaç ajan da kafi gelmeyebiliyor. Narbo Martius'a 7-8 ajan bastığım halde Galya ajanlarını dışarı atamıyordum ben şahsen sinir*
Bunların çoğu temel bilgilerdi aslında. En mühim olay valilerinize kalıyor. Bazı generaller vali özelliği taşırlar. Bu hemen kişisel özelliklerden görülebilir. Teetotal, tutor, treasurer tarzı yönetim içeren özellikleri olan generalleri risk arzeden ve merkezden uzak olan şehirlerimize atadığımızda hem asayişi yüksek tutacaklar hem de ekonomi anlamında sizleri ihya edeceklerdir.
Bu gibi basit önlemlerle isyan edecek şehir yoktur mu dememi bekliyordunuz. Aslında hayır. Ben oyun hayatımda iki tane şehirden çok çektim, çekiyorum. Corduba ve Salona. Anlamsız şekilde %30lara varan tedirginlikleri oluyor. Söz geçirme ve yönetim özellikleri üst düzeyde olan valilerim bile zor zaptediyor. Tabii Roma ile oynadığımda kurtarıyorum. (Arenalar sağolsun)
Vergi oranları da şehir asayişinde etkilidir. Normal vergi almaya bakın. Aha bu şehir küçük bu mu isyan etçek diye çok yüksek vergi oranları alırsanız onlar da su koyuverir sonra. Aslında önem arzeden bir başka nokta da bu küçük şehirlerdir. Ticaret potansiyelleri düşük olması sebebiyle komşu bölgelerin ekonomilerini de olumsuz etkilerler. Ben şahsen küçük şehirleri, daha büyük şehirlerle nüfus takviyeleyerek geliştirmeye çalışıyorum. Peasant basarak küçük şehirlerde nüfus patlaması yaşatabilirsiniz. Tarla ve market seviyeleri nüfus artırmak için birebirdir ayrıca.
Tüm bunlardan sonra şunu soracaksınız. Bana bu kadar ekonomi külfeti getirdin be adam. (Binaları yık, kültür penaltısını del, ajan bas, vergileri indir) Ben nasıl ekonomimi güçlendirip ordularımı beslicem, yayılacam vs. Burada işi biraz zamana bırakmak gerekiyor demek istiyorum. Paldır küldür hurraa saldırıp heryeri bir çırpıda ele geçirmeye çalıştığımızda ne adam gibi ordu kurabiliriz ne de güçlü bir ekonomi sağlarız. Julii hanesiyle oynarken bile MÖ 250den sonra en zengin memleket ünvanına sahip oluyorsam bu o tarihte halen doğuda segestica batıda Narbo Martius'a ancak ulaşabilmiş olmamdan geliyor.
Ekonomi için dikkat edilmesi gereken bir başka nokta da deniz ve kara ticareti istikametleri olacaktır. Misal generallerinizi arada dışarı çıkarıp ticaret yolları üzerlerine gözetleme kulesi yapmanız da fayda var. Rebel faction ya da düşman faction orduları bu yollar üzerinde durduklarında ticaretimizi etkileyip gelirlerimize saldıryor olacaklar. İcaplarına baktığınızda göreceksiniz çok büyük etkisi vardır. Limanlarımızın bloke edilmesine asla izin vermemeliyiz. Onlar ekonomimizin can damarlarıdır. Ekonomi bu oyunda ticaret ile döner. Ve bazı değişik yollardan elbette.
Eğer düşman bir ülkenin diplomatı gelip sizden ateşkes isterse ondan savaş tazminatı veyahut düzenli vergi istemeniz akıllıca olacaktır. Eğer yakında iseler bence tazminat isteyin. Düzenli verginin süresi tamamlanmadan tekrar savaş ilan edebiliyorlar.
Ekonomi için müthiş önemli bir konu da ordu oluşturma mevzusudur. Tüm şehirlerden çılgınlar gibi asker basmak haliyle ekonomiyi buhrana sokacaktır. Oyunun başında tek bir ordunun oluşturulması uygun olacaktır. Bölgemiz ufak olacağı için savunma ve saldırı amaçlı. İlerleyen zamanlarda bir saldırı ve bir savunma olmak üzere iki orduya çıkabiliriz. Giderler yalnızca ordu masraflarıdır aslında. O yüzden ihtiyaçtan fazlası oluşturulmamalıdır. Dediğim gibi biraz sabır edip 200.000 dinarı görmeden büyük seferlere çıkmamak uygundur. AI deliler gibi ordularla üzerinize gelecektir. Savunma ağırlıklı ordular, oyun başında hem size bölge kaybettirmeyecek, hem de gerektiğinde şehir almanızı da sağlayacaktır. Şehir garnizonları olarak da kışlada peasanttan sonraki askeri tercih etmeniz uygun olur. Hem çok kötü sayılmazlar hem de maaşları düşük olacaktır.
Hepinizin bildiği üzere şehirlerde nüfus arttıkça asayiş sıkıntısı doğmaya başlayacaktır. Bunu önlemenin en mühim yolu da mümkün olduğunca her şehre bir vali ataması yapmaktan geçer. Tabii ki bitmedi. Bu valilerin eğitimleri için, şehirde yapılması hacet ilk bina academidir. Pek bilinmez ama surlar asayişte etkilidir. Tedirginlik alır, halkı yatıştırır. Tarlalar da bu işlevi az çok görse de tarla en son seviye yükseltilmelidir. Çünkü tarla nüfus artışınında etkilidir. Yayılma bodoslamadan bir tarafa doğru yapılmamalıdır. Yayılma her yönden olmalıdır. Topraklarda bütünlük sağlanması şehirlerde tedirginlikleri azaltacaktır. Mutluluk verici binalardan söz etmek bile anlamsız gelse de belirteyim. Bazı tapınaklarda asayiş bazılarında mutluluk özellikleri vardır. Merkezden uzak olan şehirlere asayiş tapınakları inşa etmemiz yerinde olacaktır. Başkent memleketin göbeğinde olursa bu size yine fayda sağlayacaktır.
Fethedilen şehirlerde asayiş sağlamak epey zor olmakta. Bazen bir şehre girdiğimizde asayişi %0 bulabiliyoruz. Bunu altın noktası da şehirdeki nüfus seviyesine bakarak halkı katletmemizi gerektirecek bir durum ahvalinde gerekeni yapıyoruz. Yoksa o şehirden atılma ihtimaliniz kuvvetli olacaktır. Atılayım ben geri alır katlederim diye düşünmemeli. Şehirden atıldığınızda, o şehirden kovulan ordudan çok daha kuvvetli, rütbeli ve kalabalık bir orduyla yüzleşmek zorunda kalacaksınız demektir. Ama biraz önce dediğim her yönde yayılma gerçekleştiğinde, fethedilen bölgeler de haliyle başkente ortalama eşit düzeyde oalcaktır.
Fethedilen şehirlerde Kültür Cezası olması muhtemel olacaktır. Bunun aşılması için tapınak binalarını yıkıp kendimizinkini kuruyoruz ve mümkünse fethettiğim şehirdeki diğer binaları da yıkıp kendi kültürümüzdekileri yapıyoruz. Binaları incelediğinizde kendinize ait olmayan binalar hemen göze çarpar. Ama benzer kültürlerdeki halkların bina resimleri aynı olur. Roma-Yunan gibi. Aldanmayınız, yıkınız.
Yine fethedilen şehirlerde yüksek oranda tedirginlik görülürse birkaç tane ajan basıyoruz. Bazen birkaç ajan da kafi gelmeyebiliyor. Narbo Martius'a 7-8 ajan bastığım halde Galya ajanlarını dışarı atamıyordum ben şahsen sinir*
Bunların çoğu temel bilgilerdi aslında. En mühim olay valilerinize kalıyor. Bazı generaller vali özelliği taşırlar. Bu hemen kişisel özelliklerden görülebilir. Teetotal, tutor, treasurer tarzı yönetim içeren özellikleri olan generalleri risk arzeden ve merkezden uzak olan şehirlerimize atadığımızda hem asayişi yüksek tutacaklar hem de ekonomi anlamında sizleri ihya edeceklerdir.
Bu gibi basit önlemlerle isyan edecek şehir yoktur mu dememi bekliyordunuz. Aslında hayır. Ben oyun hayatımda iki tane şehirden çok çektim, çekiyorum. Corduba ve Salona. Anlamsız şekilde %30lara varan tedirginlikleri oluyor. Söz geçirme ve yönetim özellikleri üst düzeyde olan valilerim bile zor zaptediyor. Tabii Roma ile oynadığımda kurtarıyorum. (Arenalar sağolsun)
Vergi oranları da şehir asayişinde etkilidir. Normal vergi almaya bakın. Aha bu şehir küçük bu mu isyan etçek diye çok yüksek vergi oranları alırsanız onlar da su koyuverir sonra. Aslında önem arzeden bir başka nokta da bu küçük şehirlerdir. Ticaret potansiyelleri düşük olması sebebiyle komşu bölgelerin ekonomilerini de olumsuz etkilerler. Ben şahsen küçük şehirleri, daha büyük şehirlerle nüfus takviyeleyerek geliştirmeye çalışıyorum. Peasant basarak küçük şehirlerde nüfus patlaması yaşatabilirsiniz. Tarla ve market seviyeleri nüfus artırmak için birebirdir ayrıca.
Tüm bunlardan sonra şunu soracaksınız. Bana bu kadar ekonomi külfeti getirdin be adam. (Binaları yık, kültür penaltısını del, ajan bas, vergileri indir) Ben nasıl ekonomimi güçlendirip ordularımı beslicem, yayılacam vs. Burada işi biraz zamana bırakmak gerekiyor demek istiyorum. Paldır küldür hurraa saldırıp heryeri bir çırpıda ele geçirmeye çalıştığımızda ne adam gibi ordu kurabiliriz ne de güçlü bir ekonomi sağlarız. Julii hanesiyle oynarken bile MÖ 250den sonra en zengin memleket ünvanına sahip oluyorsam bu o tarihte halen doğuda segestica batıda Narbo Martius'a ancak ulaşabilmiş olmamdan geliyor.
Ekonomi için dikkat edilmesi gereken bir başka nokta da deniz ve kara ticareti istikametleri olacaktır. Misal generallerinizi arada dışarı çıkarıp ticaret yolları üzerlerine gözetleme kulesi yapmanız da fayda var. Rebel faction ya da düşman faction orduları bu yollar üzerinde durduklarında ticaretimizi etkileyip gelirlerimize saldıryor olacaklar. İcaplarına baktığınızda göreceksiniz çok büyük etkisi vardır. Limanlarımızın bloke edilmesine asla izin vermemeliyiz. Onlar ekonomimizin can damarlarıdır. Ekonomi bu oyunda ticaret ile döner. Ve bazı değişik yollardan elbette.
Eğer düşman bir ülkenin diplomatı gelip sizden ateşkes isterse ondan savaş tazminatı veyahut düzenli vergi istemeniz akıllıca olacaktır. Eğer yakında iseler bence tazminat isteyin. Düzenli verginin süresi tamamlanmadan tekrar savaş ilan edebiliyorlar.
Ekonomi için müthiş önemli bir konu da ordu oluşturma mevzusudur. Tüm şehirlerden çılgınlar gibi asker basmak haliyle ekonomiyi buhrana sokacaktır. Oyunun başında tek bir ordunun oluşturulması uygun olacaktır. Bölgemiz ufak olacağı için savunma ve saldırı amaçlı. İlerleyen zamanlarda bir saldırı ve bir savunma olmak üzere iki orduya çıkabiliriz. Giderler yalnızca ordu masraflarıdır aslında. O yüzden ihtiyaçtan fazlası oluşturulmamalıdır. Dediğim gibi biraz sabır edip 200.000 dinarı görmeden büyük seferlere çıkmamak uygundur. AI deliler gibi ordularla üzerinize gelecektir. Savunma ağırlıklı ordular, oyun başında hem size bölge kaybettirmeyecek, hem de gerektiğinde şehir almanızı da sağlayacaktır. Şehir garnizonları olarak da kışlada peasanttan sonraki askeri tercih etmeniz uygun olur. Hem çok kötü sayılmazlar hem de maaşları düşük olacaktır.
