• Forum vBulletin altyapısından Xenforo altyapısına geçirildi, bu sebeple eski şifreleriniz ile foruma giriş yapamayacaksınız, parolamı unuttum adımından mailiniz ile şifre sıfırlayarak giriş yapabilirsiniz.

    Üyeliklerinde geçerli bir mail adresi olmadığı için sıfırlama yapamayacak kullanıcılar forum kullanıcı adlarını ve yeni şifrelerini yazarak info@maxigame.org adresine şifre sıfırlamak istediklerine dair bir mail göndersinler şifrelerini sıfırlayıp mail adreslerini güncelleyeceğiz. Şifreniz sıfırlandıktan sonra foruma giriş yapıp tekrar istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz.

Eski Silkroad Online hikayelerinizi alalım

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan Rainyman
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

Rainyman

Black Pearl
Aktiflik
K.Tarihi
19 May 2011
Mesajlar
110
Puanı
22
Konum
İstanbul/Tuzla
Geçenlerde eski arkadaşlar ile buluştuk ilkokul lise yıllarını geçirdiğim yerdeki arkadaşlarla eskilerden bayağı sohbet ettik. Tabi silkroad konusu olmazsa olmazımızdı. Şuan kimse oynamasa bile maziyi deşmek insanın duygularını canlandırıyor. Okursanız mutlu olurum dostlar.

Bu öyle bir oyun ki gerçekten başlangıçtan "sıkma" aşamasına kadar geçen benim için o 5-6 senelik zaman diliminde bende bir sürü anısı vardır.

Şuanda 21 yaşındayım, üniversitedeyim ve silkroadı üniversiteye başladığım sene bırakmıştım 1-2 sene önce yani private serverı bırakmıştım,

Silkroad online a ilk başladığımda henüz 80 cap Europe yani 90 cap ırkı gelmeden tam 1 ay önce oyuna başlamıştım, yani yanlış hatırlamıyorsam 2006 veya 2007 yılıydı, aynı sitede oturduğumuz bir arkadaşımın tavsiyesi ile başlamıştım.

o zamanlar bizim arkadaş 56 level Venice server'ında bayağı çevresi olan biri çünkü henüz bot yok denecek kadar az, hatta isrobot bile yoktu sanırsam, sadece elle kasılıyorduk. YENİÇERİLER adlı bir guildimiz vardı. Ong'larda taxi çok modaydı 32 level sos silahınızın olması charınızın özel olduğu anlamına geliyordu. Atcıdan 1m ye köpek almak için türlü şeyler yaptığımı hatırlarım.

Bir süre sonra 90 cap geldi Europe charları geldi tabi herkes hemen indiremiyor. Silkroad'un en ünlü olduğu zamanlar olduğu için her mahallede bir internet cafe olurdu genelde, giderdik yeni güncellemeleri görmek için, tabi daha bizim evimizde kablolu 56k modemler maksimum 1mbps internet bağlantısı indirmek imkansız, 30kb ile iniyor, annemizden gizli sabaha kadar açık bırakmaya çalışırdık ama başaramazdık tek çare internet cafeci abiye cd ye attırmaktı. Oyunun setup dosyasıda 600mb civarıydı. neyse gittik cafeye baktık eu charlar yeni şehir gelmiş oyuna başlayalı 1-2 ay olmuş yok böyle bir heyecan...

ilk charımı hatırlarım fire light cold el yakmaları yanyana konmuş basılmaya çalışılıyor. arkadaşımın tavsiyesi üzerine 2str 1int gidiliyor ve mastery den habersiz beacheon peacheon heuksal yerden ne çıkarsa ona uygun skili bulmaya çalışıyorum. ilk charımda 15-16 level itemleri giymek için saatlerce elle kastığımı bilirim.

yavaş yavaş oyunu öğrenmeye başlıyorum tabi neredeyse tüm arkadaşlarım kuzenlerim oyunu oynuyor benim sayemde, hepsiyle içten içe bir rekabet oyundaki tüm herkesle olduğu gibi... ben sabahçı bir öğrenciydim. 7 de ders başlar 12 de çıkardık bu tarz birşeydi. cuma günleri okuldan kaçar 9-10 gibi açılan internet cafenin önünde yağmur çamur dinlemeden 2-3 saat beklediğimi hatırlıyorum. o internet cafede oynarkenki zevki gerçekten hiç bir şey vermiyor şuanda.

tabi oyuna girmekte ayrı bir dert. güvenlik kodunu girer gözlerimizi kapardık gözlerimizin önünde bir kararma olursa üdnyalar bizim olurdu :D . bu iyice sorun olmaya başladığında nodc client i bulmam herşeyi değiştirmişti tabi. ben bu sitede silkroadmax.org dan beridir varım. öyleki vbulletin 3.8.x sürümünün ilk temasını bile hatırlarım o zamanlar bende web tasarıma başladığımdan iyi bilirim navbarın altında ve üstünle menüler vardı ana sayfa karman çorman daha sonra vbulletin blaze temasından editlenmiş sol menülü bir tema yapıldı gayet güzeldi. neyse bu siteden programları temin etmeye başlamıştım. önce nodc client sonra sroloader multiclient 4 fonksiyonlu olan client vardı o, derken oyunuda iyice öğrenmişiz...

bu şekilde gerçekten çocukluğumun büyük bir kısmına sahip olan bir oyun yani. bayramlar silk çekme zamanımızdı. ilk gold satın aldığım günü hatırlıyorum 20m 20tl idi. kuzenle ortak almıştık.

herkese selamlar
 
Bir Zamanlar Silkroad Online'da

Öncelikle bir blogta güncel olarak yazılan bir yazıdır hepimizin çocukluğu bundan ibaret olduğundan dolayı bu konuyu buraya açmayı düşündüm. Severek okuyacağınızıdan ve anılarınızın debreşeceğinden hiç bir şüphem yok :)
ÖNCELİKLE ŞU FON MÜZİKLERİNDEN BİRİNİ AÇALIM VE OKUMAYA BAŞLAYALIM!
ANILARIMIZ GÖZÜMÜZÜN ÖNÜNDE 1
ANILARIMIZ GÖZÜMÜZÜN ÖNÜNDE 2

Sene 2006. Arkadaşlarla o park benim bu park senin dolaşıp dururduk. Mahalleden mahalleye fink atar gezerdik. Küçük boy bisikletlerimizle evden uzaklara gider romanlardan kaçardık. II. Bayezit Külliyesinden Sarayiçine oradan Balkan Şehitliğine gider yol boyunca Edirne'nin manzarasını seyrederdik. Terledik mi hemen Kıyık rampasından şehir çıkışına kadar gidip yokuş aşağı muazzam bir hızla inerdik. Kar yağınca okulun bahçesinde toplanır kardan bir ev yapıp orayı kale bellerdik.
2006 yılına kadar bütün bir günümüz böyle geçerdi hep. 2006 yılı geldiğinde hangi internet kafeye gitsek her bilgisayarda Silkroad Online açıktı. Bu akım okuldaki sınıflara kadar yayıldı. O zamana kadar oynadığımız oyunlar belliydi. Counter-Strike ve GTA Vice City. Benim de içinde bulunduğum bir kesim Need for Speed Underground 2'de takılırdı. Hiç unutmam bir keresinde okuldan biri arkadaşla takıldığımız internet kafede Underground 2 oynuyor ve araba havalara uçuyor, bir tuşa basıp fırlıyor felan. Herkes meraklı meraklı buna bakarken nasıl yaptığını öğrenmek istediğimizde bize cebindeki disketi göstermişti. Meğer evde diskete trainer kopyalayıp bilgisayara atmış. Tabi o zamanlar bize bu çok ilginç gelirdi.

En yakın arkadaşım da oyuna kaydolduğunda benim kaydolmam kaçınılmazdı. Günün birinde okuldan çıktım. Yemeğimi yedikten sonra arkadaşlarım beni çağırmaya geldi ve birlikte aynı tayfa internet kafeye gittik. Gördüğümüz manzara çok farklı değildi. Sadece Silkroad Online açık olan bilgisayarların sayısı artmıştı. Ve ilk karakterimi adı SonSamsunlu olmak üzere açtım. Bu isim bir efsane oldu adeta. Yaklaşık 3-4 sene bu takma ad ile sosyal ağlara üye oldum, site açtım. Tabii son zamanlar yaş da ilerledikçe çocukça durduğu için gerçek adımı kullanmaya karar verdim.

Her yerde müzik olduğu gibi her internet kafede de müzik çalardı. O zamanların popüler şarkısı olsa gerek Aslı Güngör'ün Kalp Kalbe Karşı şarkısı çalıp dururdu. Kafenin sahibi de şarkıyı seviyorsa yandınız. Akşama kadar aynı şarkıyla devam eder. Bir de bu şarkıdan sonra ya da onunla aynı zamanda


Bu şarkı sadece sevenler için
Seviyorum deyip sevmeyenler için değil
Sadece yürekten sevenler için
Senin için ölürüm deyip yalan atanlar için değil
Musa Musa Gülşah Gülşah yalnızım yalnızım yalnızım yalnız


ile başlayan Musa ft. Gülşah - Çek Git Bebeğim şarkısı patlak vermişti. Mahalledeki çocuklar müziğin sesinin daha gür çıkması için telefonların hoparlörlerine ellerini içi boş yumruk yaparak dayarlar ve yaylana yaylana, etrafa baka baka baka ortalıkta dolaşırlardı.

İlk karakterimden sonra birçok karakter denedim özellikleri, farklılıkları, dezavantajları ve avantajları görmek için. En sonunda yine aynı adla fakat L yerine I koyarak SonSamsunIu adında bir karakter daha açtım. Şu an ikisi de duruyor. Oyunda yan yana dursalar aradaki isim farkını fark edemezsiniz. Arial fontunda büyük I harfi ile küçük L harfi aynı duruyor. Aşağıda olduğu gibi.




Biz
SRO'cular için haftanın en sevilen günleri Cuma, Cumartesi ve Pazardı. Cuma günü eve uğramadan doğru internet kafeye koşardık. En az 10 kişi masalara oturur hemen oyunda parti kurar Aslı Güngör'ün Kalp Kalbe Karşı adlı şarkısı eşliğinde canavar keser kasılırdık. Bizi mutlu eden birleştiren bir şeydi bu. En eğlenceli anlarımız bu zamanlardı. Genelde internet kafe sahiplerinin oyunda hepsinin en az bir karakteri vardı. Oyuna kim önce girerse onun partisine girer daha hızlı kasılırdı.

Bazı arkadaşlar oyuna gerçek para vermeye başladı. Daha ilk olduğundan çok garibime gitmişti. Bir oyun için gerçek para verilebilir miydi? Ben de meraktan bir bakayım dedim ve karakterime ve beğenime göre özel bir kıyafet seçtim. Maliyeti gerçek parayla 70 lira kadardı.



İnternet kafe sahipleri de az uyanık değil hani.
Silk (Gerçek parayla alınan) ve Gold (Oyundaki para) satışına başlamışlardı. 1.000.000 Gold 1 lira idi. Bizim için gayet ucuzdu çünkü aramızda 50. 60. seviyeye ulaşmış biri yoktu. 30. 40. seviyede yeter de artardı bile. Tabi kendi başına değil. 5 milyon gold hiç de fena olmazdı. Hatta kalın (Yüksek seviyeli) karaktere sahip internet kafe sahiplerine karakterlerimizi ID ve şifresiyle teslim eder 20 gün sonra istediğimiz seviyede geri alırdık. Resmen oyun ticarete dökülmüştü.

İnternete para ver oyuna para ver derken harcadığımız paranın hattı hesabı yoktu. Bizim aklımız fikrimiz Silkroad Online olduğu için sorun değildi. Biz mutluyduk.

Partiyle kasmak bir yerden sonra karakterin seviye atlaması için yetmemeye başladı. Tabi biz de alternatif yollar aramakta gecikmemiştik. Oyunu oynayanlar bilirler. Gold satışı yapanlar oyunda karakter oluşturup bota bırakır sürekli para toplatırdı. Karakoramda Ishade, Hashade ve Sonar adlı canavarların etrafında bir maden keşfettik. Staffçı botlar sürekli orada para kasıyordu ve atılan parti davetlerini kabul ediyorladı. Normalde botlar parti davetlerini otomatik red etmeye programlanır. Ama bunlar kabul ediyordu.



Hatta partiyi kim kurduysa saati
200k'dan partiye adam alırdı. Böyle böyle bayağı bir kasıldık. Hatta bazen partiyi ben kurup paraları toplar köşeyi dönerdim. Bu zamanlar eve internet almıştık ama babamı 4gb kotalı yerine sınırsız almaya ikna edemediğim için ilk hafta kotayı aşmıştım bile. Girmemeye çalışıyordum ama kasmadan da olmuyordu. Verdim oyunun gözüne kota oldu mu sana 9GB. 2 senelik sözleşmeyi ihlal ücreti kota aşım ücreti derken 1 ay kullanabildiğim bu internetin babama 250-300 lira arası bir maliyeti olmuştu.

Gün geldi 50. seviyeye ulaşdık. Artık Karakoramdan gitme vakti gelmişti. Taklamakan çölüne doğru yola koyulduk.



Bu sıralarda takıldığımız internet kafe değişmişti. Okuldan birinin babasına ait internet kafede takılmaya başladık. İnternet kafenin sahibinin karakterini bota bırakıp internet kafedeki karakterleri kasardık. Tabii bunun bir karşılığı olacaktı. Karşılık olarak internet kafe sahibinin diğer karakterini de elle kasıyorduk. Kıçımız ağrıyana kadar o sandalyeden kalkmazdık.
10 saat bir sandalyede oturduğumu bilirim. Arkadaşla devirli kastığımız için fazla etkilemiyordu ama 10 saat de az değil.

Artık para yetmemeye başladı. Her gün 10 saat 10 saat. Buna para mı dayanır. Arkadaşlar ve internet kafe sahibi arasında bir anlaşma yaptık. Günlük 3.5 liradan bütün gün karakterlerimizi kastıracaktık. Okuldan çıkar evde yemek yedikten sonra doğru internet kafeye. Hani Hızlı ve Öfkeli: Tokyo Drift filminde öğrenciler okuldan sonra otoparklarda yarışmak için toplanırlardı ya. Bizimki de ona benzemeye başladı. Neredeyse bütün okul oradaydı. Oturacak yer bulamayanlar başka bir internet kafeye gitmek için yola koyulurlardı.

Bu şekilde karakterimin seviyesi 65. seviyeye kadar ulaştı. O zamanlar son seviye 80 idi.

Sene oldu 2008. OKS'ye girdik. Yaz tatili geldi. Ders çalışmaya gerek yoktu artık. Yolun sonu görünmüştü. Hangi liseye gideceğimizin sonuçlarını beklerken yine Silkroad Online'a devam ediyorduk. Artık günler de yetmemeye başladı ve internet kafenin sahibi kendi karakterini bota bırakarak bizim karakterler arkada o önde bizim karakterleri kasardı. Gün bittiğinde internet kafeyi kapatmadan önce monitörlerin fişini çeker evine giderdi. Ertesi sabah geri döndüğümüzde karakterlerimizi hâlâ kasılıyordu. Biz SRO'cuları en mutlu eden şeydi bu. Bir günümüz böyle geçerdi. Sabahtan akşama kadar sandalye tepesinde otur oyun oyna. Gece de kendi kendilerine kasılsınlar.

Derken ayrılık vakti geldi. Ben Samsunlu olduğum için tercihlerimi kendi memleketime yakın yerlerden yapmıştım. Sonuçlar açıklandı ve herkes bir liseye gitti. Ben sekiz senelik arkadaşlarımdan ayrılmanın hüznünü yaşarken kendi memleketimde olsa kendimi farklı bir lise farklı insanlar farklı bir kültürün içinde buldum.



Aylar yıllar geçti ve takvimler
2013 yılını gösterdi. Geriye dönüp baktığımda sadece bunlar anılardan ibaretti. Şimdilerde girdiğim bazı internet kafelerin kokusu eskiden Silkroad Online oynamak için girdiklerimle aynı olduğunda hep eski anılarımı hatırlarım. Masama oturmadan önce gözlerimi etrafta gezdirir o anları hayal ederim. İşin en kötü yanı eskiden gittiğim internet kafelerde teneffüs ettiğim hava şimdikilerle aynı çünkü hepsinde elektronik devreler üzerinden esen tozların fanlarda birikip fanlar aracılığı ile havaya karışan kokusu var. İşte tam bu koku... Tam anlamıyla anlattım.

Artık oyunun eski tadı yok. Hotan bomboş. Downhang'ın güney kapısında PVP yapanlar yok. Jangan ile Downhang arasında turlayan Thiefler yana yana kervan aramıyorlardı. Onglarda Taxi yapanlar neredeydi? Bir heves Avrupalı çar açıp Constantinoplede Movia kesenler neredeydi? Ya Semerkandın önünde PVP yapanlar?

Bir Silkroad Online'dı geçti gitti. Geçti gitti ama herkesin içinde bir yerde oyuna duyduğu hasret ufacık da olsa duruyordur. Umarım oyun yetkilileri güzel bir güncelleme ile oyunun eski heyecanını geri getirir.


***

30 Ağustos 2013 Cuma 21:19 (GMT+02:00) - 2013 yaz tatilinde eski anıları yad etmek adına kardeşimle çarları biraz daha kastık. Güncel durumları aşağıdaki signaturelerden takip edebilirsiniz.


SonSamsunIu.png

SonSamsunlu.png


 
Son düzenleme:
Ellerine sağlık kardeşim, hiç sıkılmadan sonuna kadar okudum.

Ayrıca, Musa ft Gülşah asla unutulmayacak bir şarkı silkroadcılar için, çok doğru bir noktanın üstünde durmuşsun. :)
 
ilk kez uzun bir metni sıkılmadan sonuna kadar okudum. çünkü içinde kendime ait bir çok şey buldum. şuan evliyim geriye bakıyorum da hayatımın en güzel zamanlarını silkroad oynayarak harcamışım
 
Ah silkroad. bari yeni bi oyun çıksada güzel aynı tecrübesiz heycanları yaşasak
 
Bende dayımlar sayesinde bu oyun ile tanıştım dayımların internet kafesi bulunmakta tabi ben annemle köyde kaldığım için bilgisayarım felanda yok dayımların kafesine giderdim şehire gittiğimde felan age of empires lord of rings need for speed ve ismini hatırlamadığım bir iki oyunu daha oynardık hatta rakiondu en son oynadığım oyun silkroad onlineye başlamaya karar verdim bende bir gün 80 level sondu sanırsam dayım 80 level bi okcuydu 1 levelden oyuna başlamıştım hiç birşey bilmiyor saçma sapan yetenekler kullanıyordum belli bir süre sonra evimize internet bağlandı aynı zamanda pc geldi tam bağımlısı olmuştum 49 level bi blade shield full str hesap almıştım dayımdan penonlarda kastırıyordum kendimi ona arada hiç unutmam istanbula teyzemlerin evine gittiğimde ilk işim kuzenimin elinden kurtulup pcsini kapamak 3 4 saat sürüyordu oyuna girmek pcsini kapadığım içinde kendi hesabımı giriyor oynuyordum bir güzel misafır+küçük olduğum için pek sorun olmuyordu kızmıyordu en azından böyle böyle geliştirdim silkroadda kendimi bir ara EvrenSro isimli bir serverda GM'lik bile yaptığım olmuştu baya bilgi sahibi ve tecrübe sahibi olmamı sağladı bu server şuan league of legends oynuyorum silkroadın çok değiştiği düşüncesindeyim ayrıca para tuzağı olduğunu düşünüyorum.
 
Güzel bir yazı olmuş,tüm playerlar aynı duyguları paylaşıyor sanırım önceden 20 level karakterde aldığımız zevki şimdi 120 level karakterler vermiyor
 
vay be 1 lvl charla free ong taxilere girip 20+ charımı ptye alıyodum :D
 
Ne günlerdi ilk başladığımda 100k pls diye gezerdim,semerkantta :D Biri bi kere 1m vermişti iyice çoşmuştum.
 
Ben şuanda internet kafe lerde aynı tadı alamıyorum be :( , eskiden neydi ya , 9-15 yaş arasını hem çürüttü o yüzden iyi liseye gidemedim o yüzden iyi temelim yok o yüzden şuanda tökezliyorum şimdi anladım neyin ne olduğunu amannn neyse sorsanız o zamana geri dönsek yine aynı şeyleri tekrar edermisin diye kesinlikle EVET! der altınada imzamı atarım :pro üni bir kazanayım kaldığım yerden devam edeceğim şuan kendimi tutuyorum tam bağlansam 90 cap sadece ch olan bir oyuna hayatta bırakamam (: (: ....
 
elixir gelmişti oyuna bi tane weapon çıkmıştı ne olduğunu bilmiyoduk 1mye satmıştık
 
70 Capta sos silahlar vardı sadece pvp daha güzeldi o zamanlar som sun falan çıktıktan sonra zenginle fakir farkı belli olmuştu.Joymax kendi elleriyle bitirdi güzelim oyunu.
 
Geri
Üst