• Forum vBulletin altyapısından Xenforo altyapısına geçirildi, bu sebeple eski şifreleriniz ile foruma giriş yapamayacaksınız, parolamı unuttum adımından mailiniz ile şifre sıfırlayarak giriş yapabilirsiniz.

    Üyeliklerinde geçerli bir mail adresi olmadığı için sıfırlama yapamayacak kullanıcılar forum kullanıcı adlarını ve yeni şifrelerini yazarak info@maxigame.org adresine şifre sıfırlamak istediklerine dair bir mail göndersinler şifrelerini sıfırlayıp mail adreslerini güncelleyeceğiz. Şifreniz sıfırlandıktan sonra foruma giriş yapıp tekrar istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz.

K. İskender

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan Thaxe
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

Thaxe

Daimi Üye
Aktiflik
K.Tarihi
14 Nis 2013
Mesajlar
69
Puanı
17
Konum
Edirne
Küçük İskender Kimdir ?

2f4d2kucuk-iskender_127395.jpg

Küçük İskender mahlasıyla tanınan Derman İskender Över, 28 Mayıs 1964 yılında İstanbul'da dünyaya geldi. Kabataş Erkek Lisesi'ni bitirdikten sonra İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne girdi ve beş yıl eğitim gördü. Kendi arzusuyla bıraktığı tıp eğitimini takiben İ.Ü. Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü'ne de üç yıl kadar devam etti. Ağır basan sanat hayatı onu akademik ortamdan kopartarak edebiyat ve sinemaya sürükledi.

'Marjinal şair' olarak tanınmaya başlaması 1985 yılıdır. Günümüze değin bunca yıllık süreye onlarca şiir ve özgür metin, bir günlük, üç roman, iki özel derleme, bir inceleme, bir antoloji olmak üzere birçok kitap sığdırdı. Kimi Avrupa ülkelerinde çıkan antolojilerde şiirleri basıldı. Kanada'da yayımlanan Descant adlı edebiyat dergisinin Türkiye özel sayısında, ABD'de ise Murat Nemet Nejat'ın 'eda' kavramında yoğunlaştığı Türk şairlerinden çeviri antolojisinde kendine yer buldu. 2000 yılında İtalya'da düzenlenen Avrupalı Genç Şairler Yarışması'nda (La Giovane Poesia D'europa Nel 1999) ilk ona girdi ve bu şairlerle birlikte kitaplaştırıldı. Yine aynı yıl içersinde uzun zamandır sinema dalındaki jürisinde de yer aldığı Orhon Murat Arıburnu Ödülleri'nde 'Bir Çift Siyah Deri Eldiven' adlı şiir kitabıyla birincilik alarak ödüllendirildi. İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Fotoğraf Bölümü master öğrencilerine 'Postmodernizmin Görsel Malzemeye Etkisi' üzerine bir seminer verdi. 2001 yılında Almanya'da, 2002'de de Hollanda'nın çeşitli şehirlerindeki etkinliklerde konuşmacı olarak ve şiir performanslarıyla yeraldı. 2003 yılında Berlin'de düzenlenen İlk Türkiyeli Eşcinseller Kongresi'nde bu konudaki dekleresini okudu. 2004'te Newyork'ta ve Kuzey Carolania'da üniversitelerde konuşma yaptı ve tek kişilik okuma gecelerine konuk oldu. Ayrıca Türkiye'de farklı üniversitelerde ve liselerde panellere, workshop'lara katıldı. 2005 ODTÜ Bahar Şenliği'nde ODTÜ Genç Yazarlar Topluluğu için bir açıkhava söyleşisine konuk olarak katıldı. Bir dönem seslendirme, senaristlik, radyo programcılığı, şiir matineleri de yapan küçük İskender, içlerinde 'Ağır Roman' ve 'O Şimdi Asker'in de bulunduğu beş filmde de oyuncu olarak rol aldı. Halen Varık, Adam Sanat, Yasak Meyve, Kaçak Yayın adlı dergiler ağırlıklı olmak üzere yazmaya ve kitaplaşmış eserlerini yayımlamaya devam etmektedir.


Sözleri

*Erkek olmak doğuştan gelen bir alın yazısı olsada, adam olmak her erkeğe nasip olmuyor.


*Sorun ilişki durumu değiştirecek birini bulmak değil, Hayatını değiştirecek birini bulmak.


*Kötü yola düşmüş gecelerden geliyorum. Kusura bakma gözlerim biraz kirli.


*Kahvenden bir yudum bile almamışsın; Korktun mu beni kırk yıl sevmekten?


*Aşk'ı yüksek yerlere kaldırılmalı ve üzerine şu not yazılmalı: Alçak'ların uzanamayacagı yerde saklayın.


*Tecavüzden sonra zevk aldın mı diye sormak nasıl abese iştigalse, gidişinin ardından aylar sonra arayıp nasılsın, ne yapıyorsun diye sorman da o kadar abesti işte. Uyuz bir itin kasığında pire kadar mutluyum. Ve başını çöpe soktuğu için kıçı açıkta.


*'Senin için ölürüm' dedi. Benim için zaten öldün dedim. Cesedini alıp çıktı.


*Zamanın olduğunda uğrayıver yüreğime, uzun uzun sev beni. Gelmesen de olur, malum hayat işte: "Herkesin aşk'ı başından aşk'ın."


*Oysa birbirimize aynı mezara gömülmüş iki ceset nedenli yakın ve onlara nedenli mecbur olsak bile Ağlama! Ne yazık, elele tutuşamaz ki yanyana yatan ölüler ve tutuşmaz ki alevi ayrılığın!


*En basit yalanları gözümün içine bakarak söyleyen aptallar tanıdım. İnandığımı sandılar; bense onların kuş kadar akılları ve cahil cesaretlerine hayrandım.


*Oof dedi. -Ne oldu? dedim . -Hiç dedi. -Herseyi bırak gel benimle dedim. -Olurmu ? dedi. -Topu topu bi tabak fazla koyarız soframıza dedim. -Olmaz dedi. -Neden? dedim. -Aynı tabaktan yeriz dedi. Bir daha Sevdim.


*Bu aralar çok meraklı zarif bir yağmurum Bana halk arasında kısaca "fırtına" diyorlar.


*Bir bayanın gözyaşının akmasına sadece soğan değil, bir 'hıyar' da neden olabilir.


*Ipodunda hiç dinlemediğin, sırası gelince geçtiğin parçayım.. Ne dinliyorsun ne de siliyorsun..


*Beklediğin bir şey, anca sen onu beklediğini unuttuğun zaman gerçekleşir. Bu hayatın; sen bakarken soyunamıyorum deme şeklidir.


*Ağlayan balıklar yüzünden taşan akvaryumlar ... Sessiz sedasız çekilmiş bir film gibi oynuyorsun Kendi boş sinema salonunda; saatler sürecek kalbinle yeniden tanışman!


*Ağzı tabanca, dudakları namlu, sözleri gece mermisi!


*Arabadaydık...
- "Tabiatın güzelliğine bak!" dedim.
- "Ağaçlardan hiçbir şey göremiyorum!" dedi.


*Ben kanıma kırmızı rengi veren kişiyi kaybettim.


*Bu aşkın gelirinin yarısını sağır sultana bağışladım. Duymazlıktan gelip seni, gitsin kulağını açtırsın. Diğer yarısını sana bıraktım, kendine protez aşıklar alırsın.


*Bulutlar: Kuşların konuşma balonu.


*Dünyanın en uzun gecesi 21 Aralık değil, beni terkettiğin gecedir.


*Her aşkta dönme dolaptayım ve kesiliyor elektrik, ben en tepedeyken.


*IQ’lar eşit olmadıkça, insanlar eşit değildir.


*Kim demiş ki, en büyük aşklar nefretle başlar diye,
Benim en büyük nefretim bir aşkla başladı.


*Meyve vermeyen tek ağaç darağacıdır.


*Öyle bir yerin düşünü gördüm ki; İnsanlar, sabah uyandıklarında hâlâ hayatta olduklarını fark edip, günaydın demeden önce birbirlerini öpüyorlardı.


*Sağlaması yapılmış bir çarpım gibiyiz sevişmelerden sonra:
İkimizden biri sıfır olsa, diğeri ise istediği büyüklükte bir sayı; farketmeyecek sonuç = sıfır.


*Sana, senli masalımı anlatmamı ister misin?
Bir vardın, bir yoktun.
En çok yoktun!
Evvel zamanların, şimdiki zamanlarımın kalburundan aktı gitti.
Ve sen zamanla "hiç" oldun...


*Sanma ki adını ağzıma alıyorum diye seni seviyorum... Dudak tiryakiliği benimkisi, seni içime çekmiyorum.


*Seni Babil'in asma bahçelerinde astım, bak bakalım dünyanın kaçıncı harikasısın!


*Sevgilim, seni anlatmaya tutulmuş bir güneş saatinden apaçık başlamalı.


*Sevmek, ifade edebilmek kadar ifadeyi unutmamaktır da...


*Tahterevalliden ilk kim kalkarsa yırtar, öbürünün kıçı yere vurur!


*Birlikte olmamıza mesafeler değil, aptallığın engel.


*Ayrılmak mı istiyorsun? Sabaha karşı kalkan ilk uçakla git mesela. Ben bir kadeh daha içersem pilot olurum bindiğin uçağa.


*Bazı kızları yeni açılan mağazalara benzetiyorum, bekledikleri ilgiyi görmeyince zararına veriyorlar.


*Aşkı yüksek yerlere kaldırmalı ve üzerine şu not yazılmalı; 'Alçak'ların ulaşamayacağı yerlere saklayın.'


*Geri gelmemelisin. Ya olduğun yerde kalmalısın ya da gittiğin yerde. Sen bu hayatta gördüğüm en hoş'çakal'sin neticede.


*Ben zilzurna sarhoş olsam da yaşadıklarımdan çıkarken hesabı ödeyecek kadar ayığım.


*10'suzum ama. 100'suz değilim.!


*Yaptığım sakanın ardından gözlerimin içine bakıp,"aşk olsun" dediğinde "keşke!" diyebilmek için can atıyordum.


*Ben bir silahım! Ama hiçbir silah yaralamaz insanı, bir başka insan olmadan!


*Her rengin bir kişiliği vardır. Her kişiliğin de bir rengi. Ben senin rengini buldum. Kahperengi.


*Hiçbir lokantada tek başınıza oturabileceğiniz şekilde dizayn edilmiş masa bulamazsınız, toplum sizi yalnızlıktan kurtarmak için gerekirse ruh sağlığınızla oynar.


*Sevgilim, sevdanın sevdaya ettiğini etmez et, kemiğe !


*Okeyde beklenen son taş gibisin. Biliyorum beklemekle gelmezsin.zaten gelme çünkü sen gelirsen ben biterim.


*Gittiğinde. Boşver dünyanın sonu değil ya. Diyen dostlarıma. Benim dünyamin senden ibaret olduğunu nasıl anlatabilirdim ki.


*Bir silahın şarjöründe tanışan iki soğuk mermi gibi, aynı bedene sıkılan iki el kursun gibi, katille kurban arasında o birkaç saniyelik telaşla sevmiştim seni.


*Eğer benim olsaydı sana zaman hediye ederdim. Elimde değil. Ancak şimdi sana koca bir boşluk getiriyorum kucağımda. İçinde saf sözcükler ve dağılmış bir ben olan. Zamanlı zamansız. Tamamen senin. İstediğin gibi doldur. Sevdiğin kadar anla, anladığın kadar sahip ol !


*Değil erosun oku ! Zeus'un şimşeği girse g*tune sen aşktan anlamazsın.


*Bir plak olsam. Zeki müren çalsam, bozulsam. Aynı yerde takılsam, hep tekrarlasam. Elbet birgün buluşacağız.


*Sigarayı bile kıskanırdım; kalbine giden yollara uğradığı için..


*Annem : neyin var? Diyerek böldü sessizliğimi. Bende gittiğini ve kaybettiğimi söyledim. O da saçlarımı okşayıp ; üzülme evladım! Cana geleceğine mal'a gelsin. Dedi.


*Toprak olsam üstüme basmayacaksın , hava olsam içine çekmeyeceksin. Öyle düşmansın!.


*Belki de en sevdiğim sakarlığın, gözlerime takılıp yüreğime düşmendi.


*Bana yol vermeyi düşünmeden önce sana verdiğim yolda yürümeyi öğren..


*Bugün kitap izledim, film okudum, müzik yedim, yemek dinledim. Aklım sendeydi, hiçbir şeyi doğru yapamadım, şaşkınım.


*Sigarayı bıraksam diyorum, tamamen sana başlasam. Sen daha çabuk bitirirsin işimi, böyle çok yavaş ölüyorum.


*Soğuk ve şekersiz çay gibisin,ne içimi ısıtıyorsun, ne ağzımda güzel tat bırakıyorsun, sadece uykumu kaçırıyorsun.


*Aşkı dövmek lazım kalbe terbiyesizlik ettiğinde!


*Uyurken seni izlemek vardı şimdi. Kokunda sarhoş olmak. Seni uyandırmak için can atmak ama kıyamamak.




*Aşk, ağır iştir: emekli olamazsın, sigortası yoktur, ikramiye alamazsın, yıllık tatil izni verilmez, greve kalkıştın mı yersin sopayı, her dakika lokavt tehlikesiyle burun burunasindir, kaza riski yüksektir, amatörce uğraşılır! Aşk, ağır iştir! Yol boyunca bunları şoföre dayatamazsın. O, uykuya yenilmek üzeredir, sen ise rüyaya!


*Benim gibisini bulamaz demişsin haklısın senin gibi ********i mumla arasam bulamam.


*Aşk, ağır iştir: emekli olamazsın, sigortası yoktur, ikramiye alamazsın, yıllık tatil izni verilmez, greve kalkıştın mı yersin sopayı, her dakika lokavt tehlikesiyle burun burunasindir, kaza riski yüksektir, amatörce uğraşılır! Aşk, ağır iştir! Yol boyunca bunları şoföre dayatamazsın. O, uykuya yenilmek üzeredir, sen ise rüyaya!


*Gidiyormuş: ağırlaşır yağmurun iade etmediği karanlık bırak gitsin: hiçbir caddeye çıkmayacak o sokak artık.



*Anlamadım. Ben mi iyileşmemiş yarayım, herkes mi keskin bıçak? Sormadım. Sadece kanadım.
 
Geri
Üst